Asilerin yeni kaynağı fildişi ticareti
5 Eylül 2013Bu amaçla asi gruplar Kamerun, Kenya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yasadışı yollardan fildişi avına çıkıyor. Orta Afrika’da eylemleriyle korku ve dehşet saçan Uganda’daki “Tanrı'nın Direniş Ordusu” adlı asi grubu da bu işe karışmış durumda.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin kuzey doğusundaki Garamba Ulusal Parkı’nın yöneticisi Luis Arranz, bundan dört yıl önce bu parkta asi gruplarıyla karşılaştığında hayretler içinde kalmış. Arranz, daha önceleri parkı geri çekilme mevzii olarak kullanan asilerin büyük çapta fildişi avına çıktıklarını, satışlardan elde ettikleri paralarla da terör faaliyetlerini finanse ettiklerini anlatıyor: “2009 yılının Ocak ayında 'Tanrı'nın Direniş Ordusu' adlı terör grubuna bağlı 180 kadar asi bize parktaki ana karargâhımızda saldırı düzenledi. 17 park görevlisi bu militanlarla çatışmada hayatını kaybetti. Karşı taraftan da ölenler oldu. O dönemden bu yana sürekli çatışmalar yaşanıyor.”
Sudan yardımları kesti
Örgütün İngilizce "Lord's Resistance Army" adından hareketle "LRA" kısaltmasıyla da bilinen terör grubu, uzun yıllardan bu yana başta Sudan olmak üzere çeşitli ülkeler tarafından mali destek görüyor. Ancak uluslararası baskılar sonucu Sudan’ın örgüte para yardımlarını kestiği söyleniyor.
Afrika’da değerli madenlerin terör faaliyetlerinin finansmanında kullanılması yeni bir şey değil. Şimdi bunlara fildişi ticareti de dâhil oldu. 1980’li yıllarda Mozambik’teki Renamo adlı terör örgütü, fildişi ticaretinden maddi kaynak sağlıyordu. Kısa adı WWF olan Dünya Doğayı Koruma Vakfı’ndan Volker Homes, asi grupların yasadışı av ticareti ile finansal kaynak sağlamalarının yeni bir şey olmadığını, ancak bu konunun şimdilerde farklı boyutlara ulaştığını belirtiyor: “İşin içine şiddetin de karıştığı gerçekten korkutucu eylemelere ilişkin bir sürü rapor var elimize. Fildişi avı, fildişi kaçakçılığı, yasadışı avcılık bu şiddet ortamını daha da teşvik ediyor; özellikle de Garamba Ulusal Parkı’nda. Orada fillere saldırı olduğu, örneğin 2012 yılının sonbaharında tek bir bölgede 20’den fazla filin, yasadışı yoldan avlandığı biliniyor.”
Ruhsatsız avlanmalar rekor seviyede
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın verilerine göre Afrika kıtasının ulusal parklarındaki ruhsatsız avlanmalar rekor seviyeye yükselmiş durumda. Sadece 2012 yılında 30 bin filin öldürüldüğü saptandı. Yasadışı fildişi ticareti son derece kârlı bir ticaret. Yasadışı avlanmayla mücadele eden Dünya Doğayı Koruma Vakfı’ndan Volker Homes şunları söylüyor: “Fildişi zaten pahalıydı, gittikçe de pahalı hale geldi. Bu gerçekten ilginç bir fenomen ve fildişinin Asya kıtasının bazı ülkelerinde yatırım aracı olarak kullanılması gerçekten çılgınlık. Fildişinin kilo fiyatı gün geçtikçe artıyor ve şu sıralar kilo başına birkaç yüz euroya kadar alıcı biliyor”
Durum öylesine vahim hale geldi ki, geçtiğimiz mayıs ayında konu BM Güvenlik Konseyi'nin gündemine geldi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, diğer suç şebekeleri ve terörist faaliyetlerle ilişki içinde olduklarından yola çıkılan yasadışı avcıların Orta Afrika’daki barış ve güvenlik ortamını ciddi bir biçimde tehdit ettiğini vurgulamıştı.
Çin'e kadar sevk ediliyor
Afrika’da söz konusu bölgede sadece LRA milisleri, yasadışı yoldan fildişi avı yaptığı şüphesi altında bulunuyor. Örneğin Kamerunda da Sudanlı Cancâvid milislerinin yasadışı yoldan avlandıkları, Kenya’ya ise komşu Somali’den gelen El Şebab terör grubunun fil avına çıktığı bildiriliyor.
Daha ziyade Orta Afrika’da yasadışı av yoluyla elde edilen fildişlerinin önce Kenya ve Tanzanya’ya gönderildiğine, buradan da deniz yoluyla Malezya ya da Filipinler üzerinden Çin’e sevk edildiğine işaret ediliyor. Rüşvet alan gümrükçülerin de bu kaçakçılığa göz yumduğu da belirtiliyor. ABD ile Afrika Birliği’nin LRA adlı terör grubunu gözetim altına almasına rağmen, acımasızlığı ile tanınan bu grubun faaliyetlerini durdurmanın hâlâ mümkün olmadığı da vurgulanıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Laura-Marie Rothe /Çelik Akpınar
Editör: Murat Çelikkafa