1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AP Ankara ile yeni ilişki modeli istiyor

26 Kasım 2020

Bir Avrupa Parlamentosu raporunda ilk defa Ankara ile üyelik yerine yeni ilişki modeli arayışı tartışmaya açılıyor.

https://p.dw.com/p/3lqn4
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/O. Matthys

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye'nin AB üyelik sürecinin resmen askıya alınıp, iki taraf arasında "daha gerçekçi ilişki modelleri" arayışına başlanması çağrısında bulunmaya hazırlanıyor.

AP’nin yeni Türkiye raporunun taslak metni hazır. AP Sosyal Demokrat Grup (S&D) üyesi İspanyol parlamenter Nacho Sanchez Amor tarafından kaleme alınan taslak metinde, Türkiye’de durumun bir yıl önceye oranla "daha da kötüleştiği" not edilip, katılım (üyelik) sürecinin askıya alınması istendi. İki tarafın "mevcut ilişki çerçevesini ve bu çerçevenin işlerliğini daha gerçekçi biçimde gözden geçirmeleri ve gelecekteki ilişkileri için olası yeni model arayışına başlamaları" görüşü ifade edildi.

Taslak rapora göre Türkiye’nin Avrupa değer ve standartlarından giderek ve sürekli uzaklaşması Türkiye-AB ilişkilerinin tarihi düzeyde düşük seyretmesine neden oluyor. Türkiye’nin katılım süreci kapsamındaki reformları gerçekleştirmemesinden ötürü ilişkilerin gidişatını konjonktür belirliyor. Bu nedenle iki tarafın, ilişkilerin çerçevesini yeniden belirlemeleri gerekiyor.

Nacho Sanchez Amor
Nacho Sanchez AmorFotoğraf: picture-alliance/AA/D. Aydemir

Raportör Sanchez Amor, "hukukun üstünlüğü ve temel haklar", "ters yönde kurumsal reformlar" ve "çatışmacı dış politika" olmak üzere, Türkiye'de üç ana alanda "kati bir gerileme" yaşandığına vurguda bulunuyor ve ekliyor: "AP bu gerilemenin artarak ve aleni biçimde AB karşıtı bir söylemle gerçekleşmesinden kaygı duymaktadır. Bu nedenle, tüm üyelik sürecinin yaşayabilirliğinin vazgeçilmez unsuru olarak Türkiye’yi AB yoluna bağlılıktaki samimiyetini yeniden değerlendirmeye çağırırıyoruz."

Taslak metinde; "AB için Türkiye ile ilişkileri gözden geçirme ve tüm AB kurumları ve üye devletler için orta ve uzun vade hedefli, kapsamlı, müşterek ve uyumlu bir strateji belirleme zamanı gelmiştir" ifadelerine yer veriliyor.

Türkiye ile müzakere sürecine başlandığı tarihten bu yana ilk defa bir AP raporunda, iki taraf ilişkilerinde üyelik perspektifi yerine yeni bir ilişki modeli vurgusu bu kadar net biçimde dile getiriliyor.

AP raportörü, buna rağmen, "Reform amacıyla Türk hükümetine normatif baskı uygulamak için en güçlü aracın, Türk toplumunun demokratik ve Avrupa yanlısı emellerini ayakta tutmak için de en iyi çerçevenin katılım süreci olduğunu" belirtiyor.

Bir yandan katılım sürecinin askıya alınıp yeni ilişki modellerinin gündeme getirilmesi, diğer yandan ise Türk hükümeti üzerinde nüfuz sahibi olmak için bu sürecin “en iyi araç” olarak gösterilmesi AP kulislerinde kafaları karıştırmış durumda.

AP kaynakları taslak raporun henüz son halini almadığını, Dışişleri Komisyonu’nda (AFET) görüşülmeye başlanmadığını, her yıl olduğu gibi AFET görüşmeleri sırasında rötuşlar yapılabileceğini söylüyorlar. Rapor 3 Aralık’ta AFET gündemine gelecek. AFET 26 Ocak 2021 tarihi için planlanmış ikinci bir toplantıda genel kurul oturumu öncesi rapora son şeklini verecek. Raporun 9-11 Mart 2021 tarihleri arasında düzenlenecek AP genel kurul oturumları sırasında tartışılıp oylanması öngörülüyor.

Gümrük Birliğine insan hakları şartı

Taslak metinde Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusunda verilen mesajlar da ilginç. Gümrük Birliği'nin "Her iki taraf için de faydalı olacağı ve Türkiye’yi ekonomik ve normatif olarak AB’ye demirleyeceği" fikri savunuluyor. Buna karşılık; Gümrük Birliği'nin "insan hakları ve temel haklara bağlı sıkı koşullar temelinde güncellenebileceği" belirtiliyor. Mevcut şartlarda güncelleme düşünmenin "gerçekçi olmadığı" belirtilip; Türkiye’den, Gümrük Birliği'ni, tanımadığı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kapsayacak şekilde uygulaması isteniyor.

Josep Borrell
Josep BorrellFotoğraf: Nihad Ibrahimkadic/AA/picture alliance

Türkiye’nin dış politikası eleştiriliyor

Taslakta Türkiye’nin dış politikadaki son hamlelerine geçen yıllara oranla daha fazla yer veriliyor.

Ankara’nın Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ’a müdahaleleri eleştiriliyor. 

Doğu Akdeniz’de artan gerilimin "son derece kaygı verici" olduğu kaydedilip, Ankara’nın "Yunan ve Kıbrıs sularındaki yasadışı faaliyetleri" kınanıyor. Bu faaliyetlerin "AB üyesi devletlerin egemenlik hakları ve uluslararası hukuku ihlal ettiği" savunuluyor. Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile "tam dayanışma" dile getiriliyor.

Ankara’nın Kıbrıs’taki son Maraş hamlesi de taslak raporda yerini aldı. "Maraş plajının kısmen açılması" olarak tanımlanan bu adım kınanıyor; Ankara’dan geri adım atması isteniyor.

AP genel kurulunda bu spesifik konu hakkında bu hafta düzenlenen genel kurul oturumunda söz alan AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, birliğin "Yunanistan ve Kıbrıs’ın yanında olduğunu" ve "Türkiye ile ilişkilerde kritik bir dönem yaşandığını" söyledi. Borrell, konunun 10 Aralık’taki AB liderler zirvesinin gündeminde olacağı mesajı da verdi.

Kayhan Karaca / Strasbourg

©Deutsche Welle Türkçe