Ankara’dan IŞİD’e yakın markaj
19 Haziran 2014Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, duruma ‘yakın markajın’ sürdüğünü belirtirken, rehineleri kurtarmak için ‘hassas bir çalışma yürüttüklerini’ söyledi. Irak’ta ‘derinleşen ve kritik aşamaya’ ulaşmış bir kriz olduğunu düşünen Dışişleri Bakanlığı, Basra Başkonsolosluğu’nun ardından riskli bölgelerdeki Türk vatandaşlarının tahliyesi için de yoğun mesai harcıyor.
Irak’ta IŞİD’in Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’na baskın yapıp 49 personeli rehin almasının üstünden tam bir hafta geçti. Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, rehinelerin sağlık durumu hakkında her gün düzenli bilgi alıp, güvenlik içinde olduklarının bilindiğini söylese de, kamuoyunda, rehinelerin Türkiye’ye dönüşü hakkında meraklı bir bekleyiş var. Rehineler konusunda son olarak açıklama yapan isim Başbakan Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan, rehineleri kurtarmak için ‘hassas bir çalışma yürütüldüğünü’ belirtirken, “Olayı yakın markajda takip ediyoruz. Burada felaket tellallığı yaparak atacağımız bir adım 49 diplomotik personel ile 31 şoförümüzün geleceği için ciddi sıkıntılar doğurabilir” diye konuştu. Erdoğan, 15 Türk vatandaşının daha kaçırıldığına ilişkin iddiaların doğru olmadığını söyledi.
Kuzey Irak'a özel heyet
Cidde’de İslam İşbirliği Teşkilatı 41'inci Dışişleri Bakanları toplantısına katıldıktan sonra Ankara’ya dönüşünde Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, “15 vatandaşımızın daha kaçırıldığı bilgisini teyit edemedik” açıklaması yaptı. Davutoğlu’nun Cidde’de temaslarda bulunduğu sırada aralarında istihbarat uzmanları ile diplomatların bulunduğu özel bir heyetin de Kuzey Irak’ta temaslarda bulunduğunu da Başbakan Erdoğan açıkladı.
Kuzey Irak’ta temaslarda bulunan heyete Müsteşar Feridun Sinirlioğlu’nun başkanlık ettiğini belirten Dışişleri yetkilileri, heyetin temel amacının ülkeye gönderilen insani yardımları denetlemek olduğunu dile getirdiler. Ankara bu çerçevede, IŞİD saldırılarından ötürü çok mağdur olan Türkmenlere yardımları kesintisiz ulaştırmaya büyük önem atfediyor. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) tarafından bölgeye gönderilen 20 bin kişilik insani yardım malzemesinin Sincar bölgesine sığınan Türkmenlere dağıtımına başlandı. Kızılay tarafından da bölgedeki Türklere 10 bin kişilik gıda, sağlık ve barınma malzemesi yardımında bulunulması için planlamalar yapılıyor.
Riskli bölgelerin sayısı arttı
Artan güvenlik riskini değerlendirerek Basra Başkonsolosluğu’nu boşaltan Türkiye’nin diğer konsolosluklar için de tahliye planlarını gözden geçirdiği öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı, Irak’ta güvenlik açısından riskli bölgelere 8 vilayetin daha eklendiğini duyurdu. Bu vilayetlerin Babil, Necef, Kerbela, Vasit, Meysan, Kadisiye, Musenna ve Dikar olduğu belirtildi. Musul, Kerkük, Bağdat, Selahattin, Anbar, Diyala ve Basra’daki güvenliğin de büyük risk oluşturduğuna dikkat çeken bakanlık, bu vilayetlerde bulunan vatandaşların ‘mümkün olan en kısa sürede’ bulundukları yerden ayrılmalarını istedi. Irak hükümetinin ülkedeki yabancı misyon temsilciliklerinin güvenliğini sağlayamadığını belirten bakanlık yetkilileri “Irak’taki güvenlik krizinin giderek daha da derinleştiği ve sivillerin de hedef alındığı kritik bir aşamaya ulaştığı üzülerek izlenmektedir” diyor.
‘Çok riskli bir dönem'
“Irak’la rehine krizi ne kadar uzar ve IŞİD’e bir operasyon ne zaman yapılır?” soruları doğrultusunda Deutsche Welle’nin sorularını yanıtlayan Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen, Irak hükümetinin IŞİD’le tek başına mücadele edemeyeceğinin tüm dünya tarafından anlaşıldığını belirtiyor. Uluslararası toplumun ‘er ya da geç’ IŞİD’e müdahale konusunda ortak bir strateji uygulayacağını belirten Ülgen, Türkiye’nin de bu stratejinin bir parçası olacağına dikkat çekiyor.
Türkiye, Ortadoğu ve tüm Batı için Irak konusunda ‘çok riskli bir dönem’e girildiğini belirten Ülgen, özellikle rehine krizinin uzaması durumunda Türkiye’de hükümetin büyük zarar göreceğine dikkat çekiyor. Bu yüzden hükümetin tüm dikkatini ‘rehineleri kurtarmaya’ vermesinin doğal olduğunu anlatan Ülgen, “Uluslararası toplumdan ortak bir hareket, strateji kararı çıkmadıkça Türkiye’nin yapacakları çok sınırlı. IŞİD’e karşı stratejinin ayrıntıları yakında ortaya çıkar ancak görünen o ki bir hava operasyonu konusunda ciddi kafa yoruluyor. Türkiye’nin Irak krizinden hiç zarar görmeden nasıl çıkacağını hesaplamak ise çok zor görünüyor” diyor.
Ankara Üniversitesi’nden Çağrı Erhan ise Türkmenlere yardımın büyük önem taşıdığını belirtirken, Türkiye’nin bu anlamda yaptığı yardımların ‘kayda değer’ olduğuna dikkat çekiyor. “Türkiye, hemen yanı başındaki krize kendi açısından gerekli müdahaleyi yapıyor” diyen Erhan, uluslararası toplumun IŞİD’i durdurmak için nasıl bir karar alacağının sadece Türkiye’de değil tüm dünya kamuoyunda dikkatle beklendiğini söylüyor. Erhan, Türkiye’nin bölgeye yardımlarının artarak süreceğinin gözlendiğini anlatırken, yardımların ‘hızla ve etkin’ bir şekilde yerine ulaştırılması konusunda uluslararası toplumun da bir sınavdan geçtiğini dile getiriyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Hilal Köylü / Ankara