1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara'da sel: Sebep kayıp dereler mi?

13 Haziran 2022

Uzmanlara göre Ankara'da aşırı yağışlar sonucu yaşanan felaketin başlıca sebebi, imar yoğunluğu ve plansız şekilde derelerin üstünün kapatılması.

https://p.dw.com/p/4CdVi
Ankara'da sel felaketi
Ankara'da sel felaketi Fotoğraf: Esra Hacioglu/Anadolu Agency/picture alliance

Başkent Ankara'da son dört gündür yaşanan fırtına ve sel baskınlarında üç kişi yaşamını yitirdi, bir kişi de kayboldu. Çatıların uçması, ağaçların devrilmesi gibi 6 binin üzerinde olaya müdahale edilen Ankara'da çok sayıda ev ve iş yerini de su bastı. Başkent'te yaşananlar, şehrin altyapısıyla ilgili sorunları bir kez daha gündeme getirdi.

Uzmanlara göre aşırı yağışın yanı sıra altyapı eksikliği de yaşanan felakette etkili oluyor. Uzmanlar, su yataklarının çevresinde yaşanan imar yoğunluğu sonucu suyun yaklaşık yüzde 80'i toprağa karışamadığını ve akışa geçtiğini ifade ediyor. Bu sular, üstü kapatılan derelerle birleşince de belirli noktalarda sel baskınları meydana geliyor.

Meteoroloji verilerine göre son dört gündür yaşanan fırtınada rüzgarın hızı zaman zaman 82 kilometreye çıkarkenbazı bölgelerde metrekareye saatte 127 kilogram yağış gerçekleşti. Ankaralılar da meydana gelen sel ve taşkınların açtığı yaraları sarmaya çalışıyor. 

Plansız yapılaşma, tehlikeye neden oluyor

Bir dönem İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Su Çalışma Grubu Üyesi olarak görev alan İnşaat Yüksek Mühendisi ve su uzmanı Hasan Akyar'a göre kent çanağındaki derelerin üstünün plansız şekilde örtülmüş olması felaketin en büyük sebeplerinden birisi.

İnşaat Yüksek Mühendisi ve su uzmanı Hasan Akyar
İnşaat Yüksek Mühendisi ve su uzmanı Hasan AkyarFotoğraf: Eray Görgülü/DW

Akyar, Ankara çanağının içinde aslında 100 civarında küçük dere, Çubuk, Hatip ve İncesu olmak üzere üç de büyük dere bulunduğunu dikkat çekiyor. Akyar, 1957 yılında Hatip Çayı'nda 192 kişinin kaybolduğu büyük taşkının ardından Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün kentin drenaj sistemini yeniden ele aldığını ve derelerin üstünün 1968 yılından itibaren kapatılmaya başlandığını vurguluyor. Son yıllarda derelerin çevresinde plansız yapılaşmaların çoğaldığına işaret eden Akyar, "Eskiden tek katlı, iki katlı seyrek yapılaşma olan yerlerde şimdi 50 kata kadar apartmanlar yapıldı. Dolayısıyla oradaki su ihtiyacı 1'ken 20'ye çıktı. Tüketilen su da kanalizasyon olarak kullanıldı ve evsel atık sistemine döndü" tespitini yapıyor.

Bu durumun da kanalizasyon sistemine ek yük getirdiğini belirten Akyar, Ankara'da kanalizasyon sistemi ile yağmur suyu sisteminin tek bir kanalda birleşmesi nedeniyle aşırı yağış olunca derelerin taşmasına sebep olduğunu ifade ediyor.

"BAKAY projesine devam edilmeli"

Murat Karayalçın'ın belediye başkanlığı döneminde 1990'lı yıllarda kanalizasyon sistemi ile yağmur suyu sistemini ayıracak olan BAKAY adlı bir proje başlanmıştı. Bu projenin bir bileşeni olarak Tatlar'da büyük bir pis su arıtma tesisi yapıldığını belirten Akyar, ancak 1994 yılından sonra projeye yatırım yapılmadığını, son birkaç yıldır olağanüstü imar değişiklikleri olduğundan projenin değişikliğe gidilerek devam ettirilmesi gerektini öneriyor.

Ankara'nın kayıp derelerinden birçoğunun üzerinde bugün pazar yerleri, parklar, otoparklar bulunduğunu ve birçoğunun da kanalizasyon sistemine bağlanmış olduğunu belirten Akyar, söz konusu derelerle ilgili örnekler de veriyor. Akyar, Ankara Şehir Hastanesi için yaklaşık 7 yıl önce açılan ancak daha sonra hukuki nedenlerle inşaatı durdurulan kavşağın Bilkent'teki Ağıl Deresi'nin önünü kestiğini söylüyor. Derenin çevresindeki yapılaşmanın devam ettiğini de kaydeden Akyar, aşırı yağışlarla birlikte bu bölgede de felaketin yaşanabileceğini vurguluyor. 

Ankara'da sel felaketi
Ankara'da sel felaketi Fotoğraf: DHA

"Anıtkabir yakınındaki Kirazlıdere de açıktan akıyordu"

Akyara'a göre Ankara'da Dikmen Deresi, İncesu, Hatip Çayı gibi bölgeler de her an baskın tehlikesiyle karşı karşıya. Ankara'nın Bahçelievler semtinde Anıtkabir'in hemen yanındaki 1. Cadde'nin altından akan Kirazlıdere örneğine de dikkat çeken Akyar, 1960'lı yılların sonuna kadar derenin açıktan aktığını kaydediyor.

Akyar, "Bahçelievler'den Maltepe'ye ulaşmak için deredeki tahta köprülerin üzerinden geçmek zorundaydınız. Dere burada açıktan akardı. Sonra üstü kapatıldı" diyor. Şu anda derenin, caddedeki rögar kapağının altından aktığını kaydeden Akyar, derenin Ankara Çayı'na bağlandığını, aşırı yağışlarda bu bölgeyi de su bastığını ifade ediyor.

ŞPO: "Artık 500 yılda bir olur" diyemeyiz

Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Ceren İltersoy'a göre de felaketin en büyük sebebi altyapı eksikliği. Son yağışlarla birlikte Ankara'nın bu gibi felaketlere hazırlıksız olduğunun ortaya çıktığını savunan İltersoy, 1994 ile 2017 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Melih Gökçek'i suçladı.

"Felaketin en büyük nedenlerinden biri yaklaşık 20 yılı aşkın bir süre boyunca Gökçek döneminde aşırı yapılaşmaya maruz kalması, vadilerin imara açılmasıdır" diyen İltersoy, derelerin üstünün kapatılması ve vadi tabanlarının su geçirimsiz yüzeylerle kaplanmasının da felakette büyük etkisi olduğunu savunuyor.

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin son birkaç yıldır günü kurtarmaya yönelik müdahelelerde bulunduğunu da savunan İltersoy, "Önlemlerin anlık, günlük, aylık değil uzun vadeli planlanması gerekiyor" diyor. İklim kriziyle birlikte aşırı doğa olaylarının artış gösterdiğini de kaydeden İltersoy, "Kentlerde, 500 yılda bir olur denilerek, uygun olmayan yapılaşma kararları alınıyor. Artık 500 yılda bir denilen olayları daha sık yaşayacağız" uyarısında bulunuyor.

Ankara'da sel felaketi
Ankara'da sel felaketi Fotoğraf: Adem Altan/AFP/Getty Images

"Kentte bütüncül planlama yapılamıyor"

Ankara'nın kuzeyinde bulunan İmrahor Vadisi etrafındaki yapılaşmaya da dikkat çeken İltersoy, vadinin yüksek noktalarında yüksek yapılar inşa edildiğini belirterek

"Vadinin tabanı da Millet Bahçesi adı altında Kanal Ankara Projesi'nin devamı niteliğinde yapılaşmaya açıldı" diye konuşuyor. İltersoy, burada da derenin su geçirimsiz şekilde yer altına alındığını söylüyor.

Bu tür uygulamaların felakete yol açtığını dile getiren İltersoy, Ankara'daki yağış hacimlerinin hesaplanarak bütüncül altyapı planlamalarına ihtiyaç olduğunu kaydetti. İltersoy, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 2019 yılından bu yana henüz bütüncül bir planlama konusunda ilerleme sağlayamadığı eleştirisini de yöneltti.

ABB eleştirilere yanıt verdi

Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ise mazgalların temizlenmediği iddialarını yanıtladı.

Yetkililer, sadece mazgalların temizlenmesiyle selin önüne geçilemeyeceğini savunarak "Mazgalların temizlenmesiyle selin önüne geçilebiliyor olsaydı on yıllardır geçilirdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi, 4 Haziran 2022'den bu yana 35 bin kere kayıtlı mazgal temizliği yapmıştır. Ancak son on yılların en büyük sel felaketi yaşanmıştır. Köylerde ve kentleşmenin olmadığı alanlarda da bu yağış nedeniyle sel felaketi meydana gelmiştir" açıklamasını yaptı.

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik