'Türkiye ihracatına zarar verebilir'
24 Ocak 2015Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) Avrupa ekonomisini ayağa kaldırmak için 1.1 trilyon euro değerindeki tahvil alım programı, ihracatının yarıya yakınını Avrupa’ya gerçekleştiren Türkiye’yi de etkileyecek. Uzmanlar, AMB’nin attığı adımla Türkiye ekonomisinde faiz indirimi trendinin devam edeceğini belirtiyor. Ancak, Euro’daki değer kaybının artacağı uyarısında bulunan piyasa analistleri, “Türkiye otomotiv, havacılık, tekstil ve makine gibi sektörlerde ihracat ve pazar kaybı yaşayabilir” görüşünü dile getiriyor.
AMB’nin uygulayacağı program ile Avrupa Birliği ekonomilerine parasal teşvik sağlaması ve bu sayede üye ülkelerin mali koşullarında iyileşme sağlanması hedefleniyor. Tahvil alımlarının yaratacağı likidite ortamının tüketiciler ve şirketler açısından finansmana erişimi ucuzlatması, yatırım ve tüketimin artması öngörülüyor. AMB, böylelikle şu anda sıfır düzeyinde olan Euro Bölgesi enflasyonunu kademeli olarak yüzde 2 seviyelerine çıkarmayı ve deflasyon riskini ortadan kaldırmayı öngörüyor.
Peki birçok ekonomist tarafından ‘tarihi’ olarak nitelendirilen bu hamle, Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek?
Türkiye’de ‘ihracat’ riski var
Deustche Welle Türkçe Servisi’ne konuşan uzmanlar, AMB’nin devlet tahvili alımlarının piyasaya sağlayacağı sıcak paranın Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki varlıklara olan ilgiyi artıracağını belirtiyor. Uzmanlara göre, bu durum kısa vadede olumlu etki yaratsa da Euro’nun aşırı değer kaybı nedeniyle ihracata olumsuz yansıyacak.
Global Menkul Değerler Kıdemli Analisti Filiz Özcan, AMB’nin adımı sonrasında geçen hafta içinde 50 baz puanlık faiz indirimine giden Türkiye Merkez Bankası’nın indirimlere devam etmek konusunda elini güçlendirdiğini belirtiyor. Tahvil alım programının açıklanmasının ardından 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 7’nin altına gerilediğine dikkat çeken Özcan, “Euro/Dolar paritesinde aşağı yönlü seyir devam edecek. Euro/TL’de ise 2,60 seviyeleri test edilecek” diyor. Türkiye’de faizlerin düşmesi ve Türk Lirası’nın Euro karşısında değer kazanmasının iyi olmakla birlikte bazı tehlikeleri de beraberinde getirdiğine işaret eden Filiz Özcan, “İhracatının yarıya yakınını Avrupa’ya gerçekleştiren Türkiye, enerji maliyetlerini dolar bazında karşılarken, satışlarını Euro ile yapıyor. Bu durum ihracatta sıkıntıya neden olacak” diye konuşuyor.
İşler kötüye mi gidiyor?
AMB kararının Euro Bölgesi’nde sanılandan daha ciddi bir sorun olduğunu akıllara getirdiğini belirten XTB Menkul Strateji Müdürü Halil Reçber ise, “Piyasalar en fazla 500 milyon-1 trilyon euro arasında bir alım programı beklerken, 1,2 trilyon euroluk bir paket açıklandı. Bu, Avrupa’da görünenden daha derin bir sıkıntı olabileceğinin işareti” değerlendirmesinde bulunuyor. AMB’nin tahvil alım programını açıklamasının ardından geçen 24 saatte Almanya’da 10 yıllık faizlerin yüzde 41 oranında düştüğüne dikkat çeken Reçber, “Almanya şu anda güvenli liman olarak görüldüğü için hisse senetlerine büyük talep geliyor” diyor. Türkiye’de borsanın AMB kararından pek etkilenmediğini ifade eden Reçber, şöyle konuşuyor: “Şu anda Türkiye piyasalarında dolar çıkışı yaşanıyor. Dolardan kaçış devam ederse, Euro’daki düşüş durabilir. Faizler son 8 yılda ne zaman bugün olduğu gibi yüzde 7’lerin altını görse 5-6 bandını test eder. Ancak ihracatta bir sıkıntı yaşanabileceğini söylemek gerekiyor. Gerçi geçmişte ihracattaki ağırlığı yüzde 60’ları bulan AB, şu anda yüzde 40’lara kadar düşmüş durumda. Ama yine de en önemli pazar.”
Havacılık sektörü için tehlike
Global Yatırım Stratejisti Gökhan Uskuay ise Türkiye ekonomisi açısından daha da karamsar bir tablo çiziyor. AMB’nin kararını “dünyanın en büyük çılgınlığı” olduğunu savunan Uskuay, “Avrupa’da yeni bir Japonya doğdu diyebiliriz. Euro’nun değer kaybının Avrupa’da üretimi tetikleyeceği ve bu şekilde durgunluğun ve deflasyonun aşılacağı öngörülüyor” şeklinde konuşuyor. Uskuay, Türkiye’de özellikle havacılık, otomotiv, tekstil ve makine gibi ihracatın belkemiğini oluşturan birçok sektörde Euro’da yaşanacak değer kaybından olumsuz etkileneceğini kaydediyor. Bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin giderlerinin dolar, gelirlerinin Euro cinsinden olduğuna işaret eden Uskuay, “Örneğin havacılık sektöründe THY, Pegasus gibi şirketlerin giderlerinin yüzde 56’sı dolar cinsinden. Bu şirketlerin Air France ve Lufthansa gibi rakipleri ile rekabet etmesi zorlaşacak. Birçok sektörde pazar kaybı gündeme gelebilir” yorumunu yapıyor.
Öte yandan AMB’nin dev tahvil alım kararına şüpheyle yaklaşanlar da var. İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan’a göre, AMB’nin tahvil alımı hamlesi bir süre piyasaları sakinleştirse de uzun vadede işe yaramayacak. 2015’in ikinci yarısından itibaren Avrupa bonolarında satışların artacağını dile getiren Manukyan, “AMB’nin hamlesi enflasyon yaratmayacak. Yalnızca portföy yapılarını değiştirip harcamayı artıracak” diyor.
©Deutsche Welle Türkçe
Aram Ekin Duran / İstanbul