Amasra'da iddialar ve yanıt bekleyen sorular
25 Ekim 2022Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait Bartın'ın Amasra ilçesindeki ocakta 41 madencinin ölümüne neden olan patlamanın üzerinden 11 gün geçti. Ancak madencilerin hayatına mal olan patlamanın nedeni, sorumluların kim olduğu, madenin teknik şartları hakkında henüz net bir bilgi kamuoyuyla paylaşılmadı.
Patlamayla ilgili adli soruşturma devam ederken DW Türkçe, patlamayla ilgili iddiaları ve yanıt bekleyen soruları mercek altına aldı.
Elektrikçiye müdahale ettirildiği iddiası
Amasra'daki maden ocağında yaşanan grizu patlamasının nedeni olarak iki iddia öne çıkıyor.
İddialardan ilki, madendeki sensörlerin kestiği elektriğe dışarıdan müdahale ettirildiği yönünde. Bu iddiaya göre, yarı mekanize olan ocak içinde metan gazı seviyesi kritik noktaya ulaştı ve erken uyarı sistemi görevi yapan sensörler devreye girdi. Sensörlerin devreye girmesiyle madenin içindeki elektrik kesildi. Bu kesintiyle birlikte ocaktaki üretim durdu. Ancak madendeki amirler elektrikçileri görevlendirerek mekanik ve elektronik teçhizatın çalıştırılması için talimat verdi.
Yarı mekanize olan ocak içindeki sensörlerin devreye girmesi ve elektriğin kesilmesinin ardından Amasra Taşkömürü İşletmesi'nde (ATİM) amir pozisyonunda olan biri ya da birilerinin talimatıyla, elektrikçi personel madene indi. Trafodan yapılan müdahale nedeniyle madende patlama yaşandı.
"Eski üretim alanında metan gazı birikti" iddiası
Bir diğer iddia ise madenin içindeki eski bir imalat alanında biriken gazın patlamaya neden olduğu yönünde. İddiaya göre madenin içindeki -310 kotunda bulunan eski imalat alanı bir süredir kullanılmıyordu. DW Türkçe'nin işçilerden edindiği bilgiye göre, bu imalat alanı yaklaşık iki yıldır erken uyarı sistemi görevi yapan sensörler bulunmuyordu. Yani burada metan gazı birikmesi ihtimali hesaplanmadı ve sensör konulmadı. Kritik seviyeye ulaşan metan gazı grizu patlamasına neden oldu.
Madendeki patlamayla ilgili öne çıkan iki iddiada da ihmali bulunan kişilerin ATİM'deki yönetici ve amirlerin olduğu öne sürülüyor.
Neden gözaltı ve şüpheli ifadesi yok?
Kazayla ilgili olarak yanıt bekleyen soruların başında da 11 gün geçmesine rağmen neden hiç kimsenin gözaltına alınmadığı ya da şüpheli sıfatıyla ifadesine başvurulmadığı geliyor.
Soruşturmayı yürüten savcılık, henüz şüphelileri henüz ifade almaya çağırmadı. Olası şüphelilerin maden sahasına girişlerine yönelik bir yasak da henüz yok. Patlamadan sonra Soma, Ermenek gibi maden kazalarına yönelik davalardan tecrübeli olan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, delil karartılması ihtimaline karşılık ATİM yöneticileri ve amirlerinin maden sahasına girmemesini talep etmişti. Ancak savcılık bu talebe herhangi bir yanıt vermedi.
Evrak ve dijitallere neden en az 80 saat sonra el konuldu?
Sensör kayıtları, işletme defterleri, tutanaklar gibi evrak ve dijital verilere neden en az 80 saat sonra el konulduğu sorusu da merak uyandırıyor.
14 Ekim'de saat 18.15 sularında madende meydana gelen patlamayla ilgili delil niteliği taşıyan tüm evrak ve dijital verilere Amasra Sulh Ceza Hakimliği tarafından 18 Ekim Salı günü el konuldu. Aradan geçen en az 80 saatlik süre içinde, madenin işletme binasında yer alan bu evrak ve dijital veriler, olası şüpheli olan yönetici ve amirlerin erişimine açıktı.
Bu durum, ilerleyen süreçte veriler üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığı yönünde bir araştırma yapılmasını gerektirebilir.
Savcı, müdür ve daire başkanıyla ne görüştü?
Savcılığın neden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir ile TTK İş Sağlığı, Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanı Faik Ahmet Sarıalioğlu ile görüştüğü sorusu da yanıt bekliyor.
Özdemir ve Sarıalioğlu, 24 Ekim'de TTK'ya ait araçla Amasra Adliyesi'ne giderek 10 dakikalık bir görüşme yaptı. Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlara göre, olası şüpheliler arasında yer alan iki isimle ilgili görüşme, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 147. ve 148. maddeleri açısından sorunlu. Hukukçular, dosyanın olası şüphelisi olan iki isimle görüşme yapmasının yasalarda yeri olmadığına dikkat çekiyor.
Havalandırma modernizasyonu neden zamanında yapılmadı?
Yanıt bekleyen bir diğer soru ise madendeki havalandırmanın metanlı sahalar için uygun olup olmadığına yönelik.
Madenin içindeki metan gazı da dahil olmak üzere tüm kirli havayı tahliyesi ve temiz hava girişi, aspiratörler tarafından yapılıyor. Ancak madende 2018 yılından bu yana planlanan havalandırma sistemindeki modernizasyon tamamlanmadığı anlaşılmıştı.
TTK raporlarına göre aspiratörlerin yenilenmesi için 2018'den beri bütçe ayrıldı, ancak ihale 2021 yılında yapıldı. TTK'nın 2021 raporunda aspiratörlerin modernizasyonu için 2 milyon lira bütçe ayrıldığı bilgisi yer alıyor. Modernizasyonla ilgili ihale ise patlamadan bir yıl önce, 18 Ekim 2021'de yapıldı. Bu ihaleyi Ankara merkezli Alfer Mühendislik adlı şirket kazandı. Şirket yetkilileri, DW Türkçe'ye yaptıkları açıklamada aspiratörler için gerekli ölçümlerin yapıldığını, üretimlerin sürdüğünü, ancak kurulumunun henüz yapılmadığını söylemişti.
ATEX sertifikalı ürünler kullanılmadı mı?
Madende kullanılan elektrikli teçhizatların tamamının alev yürütmez (Exproof) özellikte olup olmadığı da yanıtı aranan bir diğer soru.
Patlayıcı ve parlayıcı özelliği olan ürünlerde alev yürütmez özellikli elektrik teçhizatının kullanılması gerekiyor. Bu teçhizatların, ATEX Sertifikası (Patlayıcı Atmosfer) alan ürünlerden seçilmesi gerekiyor.
Sayıştay'ın ATİM'le ilgili bulgulara yer verdiği 2018 raporunda madendeki elektrik teçhizatı ATEX sertifikasına sahip olmadığı belirtiliyor. Hatta bu nedenle ATİM'e idari para cezası uygulanıyor.