Almanya’ya OECD’den kırık not
20 Eylül 2007Almanya’ya son yıllarda eğitim alanında olumsuz not veren
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) eğitime ilişkin güncel raporu Almanya’da yankı uyandırdı.
OECD raporuna göre, üniversitelerde öğretim görevlisi sayısı yetersiz, eğitim alanında yeterince yatırım yapılmıyor, fırsat eşitliği hala sağlanabilmiş değil. Raporda yer alan bir başka tesbite göre Almanya’da yüksek öğrenimini tamamlayanların sayısı örgüt ortalamasının altında. 2007 raporunda ayrıca, Almanya’nın diğer ülkelere göre, eğitime daha az para ayırdığı kaydediliyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün eğitim raporunu yorumlayan Almanya Eğitim ve Bilimsel Araştırma Bakanı Annette Schavan, hükümetin eğitim alanında gereken adımları attığını söyledi.
Almanya Eğitim Bakanı Schavan, yüksek öğrenime geçişte klasik lise sonrası eğitimin yanı sıra diğer geçişleri de önemsediklerini, hedefin böylece daha da yükseldiğini kaydetti.
“Teşvik gerek”
OECD Eğitim Göstergeleri ve Analizi Bölümü Direktörü Andreas Schleicher, Almanya’daki yüksek okul mezunlarının sayısının düşük düzeyde olduğunu belirtti. Eğitim için insanların teşvik edilmesi gerektiğini belirten Schleicher, eğitimin her zaman kazandırdığını vurguladı. “Eğitim düzeyinin yükselmesinin ülke ekonomisine de katkısı var“ değerlendirmesini yapan Andreas Schleicher, günümüzde her Almanın sayıları 150 milyona ulaşan iyi yetişmiş Çinli ile rekabet etmek zorunda olduğunu hatırlattı.
Schleicher “Göstergeler bir kez daha Almanya’daki diplomasız kitlenin işsizlik riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu kesimin toplumsal konumu da giderek geriliyor. Bir başka ifadeyle, araştırma sonuçları uçurumun büyüdüğünü ortaya koyuyor. Oysa günümüzde eğitim bu açığın kapatılmasından önemli fırsatlar sunuyor. Bilgi toplumuna geçişi ıskalayan birey ve ülkeleri riskler bekliyor” diye konuştu.
Alman Öğretmenler Birliği Başkanı Josef Kraus ise Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün raporunu eleştirdi. Kraus, raporda yapılan uluslararası karşılaştırmaları tartışmalı bulduğunu söyledi.
Kraus’a göre “İster ilk ve orta öğretim ister yüksek öğrenim olsun ya da isterse mesleki eğitim olsun; bunlar her ülkede farklı adlandırılan kavramlar. Bir başka ifadeyle, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne üye bir çok ülkede yüksek okul olarak kabul gören kurum, bizde bu nitelikte kabul edilmiyor. Benzer bir durum mesleki eğitim için de geçerli”.