Almanya’nın gündemi ırkçılık ve yabancı düşmanlığı
22 Ağustos 2007Almanya’nın Saksonya eyaletinin Mügeln kentinde, sekiz Hintlinin bir grubun saldırısına uğraması, 1992 yılında Rostock’ta, 1994’de Magdeburg’da yaşanan kitlesel ırkçı saldırıları hatırlattı. Peki saldırganlar gerçekten aşırı sağcı mı, yoksa sadece sarhoş gençler miydi?
Mügeln’de mi yaşıyorlar, dışardan mı geldiler? 50 kişilik grubun sekiz Hintliye saldırmasına seyirci kalan diğer Mügelnliler ne kadar suçlu? Almanyabu sorunları tartışırken ‘Doğu Almanya’nın yabancılar için tehlikeli bir yer olduğu’ da uzun zamandır bilinen bir gerçek.
Doğu eyaletlerinde yaşayan göçmenlerin sayısı çok daha az olmakla birlikte bu bölgede yabancı düşmanlığı ve ırkçılık çok daha fazla. Alman Parlamentosu İçişleri Komisyonu Başkanı Sebastian Edathy, “Koyu ten rengine sahip göçmenlerin doğu eyaletlerinde batıya göre daha büyük tehlike altında olduklarını” söylüyor.
Aşırı sağın yükselişi
Aşırı sağcı grupların Saksonya eyaletindeki faaliyetleri de yeni değil. Saksonya Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi ırkçı ve Nazi yanlısı grupların sayısını 40 ile 50 arası olarak tahmin ediyor. 2006 yılı raporunda söz konusu grupların gittikçe politikleştiği ve şiddet eğilimlerinin arttığına dikkat çekiliyor. Irkçılık propagandası yapan müzik gruplarının konserlerinin saysının da artış gösterdiği, aşırı sağcı Alman Ulusal Partisi’nin (NDP) Saksonya’daki örgütünün Almanya’daki en büyük örgüt olduğu biliniyor. Tüm bunlar, Hintlilere yönelik saldırının arka planı.
Berlin’deki tüm politikacılar saldırıları keskin bir dille kınayarak, sorumlulardan en kısa zamanda hesap sorulmasını istedi. Federal hükümetin doğu eyaletleri sorumlusu, Ulaştırma Bakanı Wolfgang Tiefensee, saldırıları tahammül edilemez olarak nitelendirdi.
Tiefensee, olayın hemen açıklığa kavuşturulmasını isterken, Mügeln Belediye Başkanı Gotthard Deuse, batı eyaletlerinden gelen eleştirilerden şikayetçi.
Hindistan’ın Almanya Büyükelçisi Meera Şankar ise, vatandaşlarına yönelik saldırılardan duyduğu endişeyi dile getirdi. Olayların Hindistan’da da yankı yarattığı ve Berlin hükümetinden bu tür olayların engellenmesinin talep edildiği bildiriliyor.
Göçmenlerden tepki
Tüm bu tartışmalar sürerken, Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler’in tartışmalı Göç Yasası’nı imzalaması Türk göçmen kuruluşlarının tepkisine yol açtı. Göçmenlere yönelik ayrımcılık içerdiği gerekçesi ile karşı çıkılan yasanın federal parlamentoda kabulünden sonra Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilmesi çağrısı yapan göçmen kuruluşları hayal kırıklığına uğradıklarını dile getirdi.
Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Başkanı Faruk Şen, yaşanın Alman Anayasası’ndaki eşitlik ilkesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 12. maddesine aykırı olduğunu söyledi. Almanya Türk Toplumu (TGD) Başkanı Kenan Kolat da, söz konusu yasanın Alman Anayasası’nın 6. maddesi ile Avrupa Birliği’nin Ailelerin Birleştirilmesi Yönetmeliği’ne aykırı olduğu görüşünü savundu.
Anayasa Mahkemesi’ne gidecekler
Karlsruhe kentindeki Anayasa Mahkemesi‘ne başvurarak yasanın yürürlüğe girmesini engellemeye çalışacaklarını ifade eden Kolat, AB Komisyonu’ndan da, yasanın AB kurallarına aykırı olup olmadığını araştırmasını talep edeceklerini kaydetti. Faruk Şen de yasaya karşı Anayasa Mahkemesi’ne gidilmesini önerdi.
Sol Parti Federal Meclis Milletvekili Sevim Dağdelen ise bu konuda yaptığı bir açıklamada, yasanın imzalanmasına gerekçe olarak, anayasaya aykırı düşmediğinin gösterildiğini hatırlatarak, bu açıklamanın her türlü dayanaktan yoksun olduğunu belirtti. Yasanın çıkartılması aşamasında çok sayıda göçmen örgütü ve uzmanın, özellikle aile birleşimiyle ilgili düzenlemelerin anayasaya aykırı olduğuna dikkati çektiklerini ifade eden Dağdelen, “Ancak hükümet ortakları, tüm bu uyarılara kulaklarını kapatarak, Anayasa Mahkemesi tarafından geri çevrilmesi kuvvetle muhtemel olan bir yasanın çıkartılmasında direttiler” dedi.
Ayrımcılık eleştirisi
Yenilen Göç Yasası, aile birleşimi kapsamında Almanya'ya gelecek yabancıların, önceden bulundukları ülkede Almanca öğrenmelerini öngörüyor. Bu uygulamaya ABD, Japonya ve diğer bazı Uzak Doğu ülkelerinin vatandaşları tabi tutulmuyor.
Yasanın yürürlüğe girmesi halinde Alman vatandaşlığına geçmek isteyen yabancı gençlerden de gelir belgesi talep edilecek. Böyle bir uygulama daha önce söz konusu değildi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de yasanın gözden geçirilmesi ricasıyla Almanya Cumhurbaşkanı Köhler'e bir mektup göndermişti.