Almanya’dan dış politika açılımı
9 Şubat 2012Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan “küreselleşmeyi şekillendirmek, ortaklar kazanmak, sorumluluğu paylaşmak” başlıklı konsept dün Bakanlar Kurulu tarafından kabul edildi. Almanya’nın dış politikasındaki yeni yaklaşımları içeren konsepti, Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle tanıttı.
Almanya’nın küresel siyasete ilişkin hedeflerini belirleyen konsept, kalkınmanın eşiğindeki ülkelerle güvenlikten, insan haklarına enerjiden, ekonomiye kadar farklı alanlarda işbirliğinin derinleştirilmesini öngörüyor.
Almanya bugüne kadar dış politikada büyük ölçüde Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nin çizgisini izledi. Bu çizginin korunacağını vurgulayan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, dış politikaya ilişkin yeni konseptin dünyadaki değişime göre şekillendiğini işaret etti. Hızla değişen dünyada yeni güç merkezleri oluştuğunu ifade eden Westerwelle, bu çerçevede kalkınmanın eşiğindeki ülkelerle yeni ortaklıklar geliştirmek istediklerini kaydetti. Westerwelle, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonomik açıdan gelişme gösteren ülkeleri sadece kalkınmanın eşiğindeki ülkeler olarak görmüyoruz. Bizim için bu ülkeler dünyayı şekillendiren yeni güçler. Bu ülkelerin çoğu siyasi ve kültürel açıdan yeni güç merkezleri haline geldi. Sorumluluk üstleniyor ve uluslararası politikayı şekillendirmek için çaba gösteriyorlar. Kim küreselleşmeyi şekillendirmek istiyorsa, güçlü ortaklara ihtiyaç duyar.”
Türkiye'nin artan rolü
Westerwelle'ye göre bu ülkelerin en önemli özellikleri, ekonomik açıdan başarı kazanmalarının yanı sıra uluslararası siyaseti yönlendirmek için çaba göstermeleri ve bölgesel güç olmaları. Yeni açıklanan konseptte ülkelerin isimleri belirtilmese de Türkiye, Çin, Brezilya, Hindistan, Meksika, Kazakistan gibi ülkelerle işbirliğinin artırılması hedefleniyor. Westerwelle, bir dergiye verdiği mülakatta da Türkiye’yi ekonomik açıdan yükselen ve siyasi etkinliği artan ülkeler arasında saymıştı. Hazırladıkları konseptin bu ülkelere yönelik bir teklif olduğunu belirten Westerwelle, yapılacak işbirliğinin şeklinin zamanla belirleneceğine işaret etti. Bu ülkelerdeki değişimin çok hızlı olduğunu hatırlatan Westerwelle, Türkiye’ye ilişkin şunları söyledi.
“Öyle bir an gelebilir ki, Avrupa Birliği, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilgilendiğinden daha fazla Türkiye’ye ilgi gösterebilir. Bu değişimin bir ifadesi. Bunun bölgedeki değişimle ve jeostratejik çıkarlarla da bağlantısı var.”
Çok kutuplu dünya
Toplantıda, Alman hükümetinin dış politikaya ilişkin konseptini değerlendiren Bilim ve Siyaset Vakfı Müdürü Volker Perthes ise bazı sorunlara dikkat çekerek, Türkiye’ye ilişkin şu örneği verdi.
“Şunu kabul etmemiz gerekiyor, bazı dostlarımız ve müttefiklerimiz, dünyayı şekillendiren yeni ülkelerin sahneye çıkmasından pek hoşnut olmuyorlar. Yaklaşık iki yıl önce Türkiye ve Brezilya, İran konusunda çözüm arayışına girdiğinde bunu çok açık bir şekilde gördük. İçeriğin iyi olup olmadığı tartışılabilir. Ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bazı daimi üyelerinin tepkisiyle karşılaştık, bu şu anlama geliyordu: ‘Biz sizin bu meseleye karışmanızı istemiyoruz, bu bizim işimiz.”
Perthes, uzun vadede uluslararası siyasetin BM Güvenlik Konseyi veya G8 ülkeleri tarafından yönlendirilmesinin mümkün olmadığına ve yeni ortaklıklara ihtiyaç duyulacağına dikkati çekti.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Jülide Danışman
Editör: Ahmet Günaltay