Almanya'da yaşayan Türk vatandaşı vicdani retçiler
30 Mayıs 2005
Almanya doğumlu Ülke 1985 yılında Türkiye’ye gitmiş ve diğer pasifistlerle birlikte silahlı askerli hizmeti yapmak istemeyenler için bir dernek kurmuştu. Vicdani nedenlerle askerlik hizmetini ret ettiği için hapisaneye de giren bu Türk genci, Türkiye’nin Avrupa Antlaşmaları’na aykırı davranıp davranmadığını saptaması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Berlin’deki Birleşik Alman Silahlı Hizmet Aleyhtarları Barış Derneği de kendisine yardımcı oluyor. Dernek askere gitmeyi reddeden Türk gençlerine de yardımcı oluyor. Bu gençlerden biri de 30 yıldır Almanya’da yaşayan İshak Öztürk. Öztürk 40 yaşında. Almancası Türkçesinden iyi. Türkiye’ye sadece tatillerde gitmiş. Askerliğini 38 yaşına kadar erteletmiş ve celbedilmemek için de sürenin dolmasına iki yıl kala Alman uyruğuna geçmek için müracaatta bulunmuş. O zamanlar başına neler gelebileceğini kestiremediğini söylüyor:
“Askerlik şubesi beni aradığı için pasaportumun uzatılmayacağını biliyordum. ‘Ya beşbin euro ödersin, ya da askerliğini yaparsın’ dediler. Ben de Alman vatandaşlığına geçersem bu iş hallolur, diye düşündüm. Alman makamları, ‘Türkiye seni vatandaşlıktan çıkarsın, alalım’ dedi. Türkiye de askerlik yapmamı istediği için beni vatandaşlıktan çıkarmıyor.”
Özel uygulama
Bu özel uygulama, Almanya’dan altı ay uzak kalındığı zaman ikamet ve çalışma izninin otomatikman iptal olması yüzünden başlatılmıştı. Bedelli askerlik, hizmet süresinin 1,5 yıldan bir aya inmesini sağlıyor. İshak Öztürk zamanında şubeye başvurmadığı için devletin 7 500 euro istediğini ancak bu parayı öddeyebilecek durumda olmadığını söylüyor. Öztürk pasifist bir homoseksüel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni "şovenist bir kurum" olmakla suçluyor. Vicdani retçi bu genç homoseksüelliğin Türkiye’de hastalık sayıldığını ve sadece cinsel ilişki sırasında pasif kalanın eşcinsel olarak tarif edildiğini anlatıyor:
Konsolosluğun talebine ret
Öztürk homoseksüelliğini kanıtlaması için kendisinden istenen altı ayrı pozisyonda çekilmiş cinsel ilişki fotoğrafını konsolosluğa vermeyi ret ediyor. Yıllardır vicdani nedenlerle aslerliği ret eden gençlerle ilgilenen Alper Çırakoğlu, 1995 yılında celp kağıtlarını yakan Osman Murat Ülke’in durumuyla ilgili olarak şunları söylüyor:
“Daha ilk günden askeri emirlere itaat etmedi. Resmi makamlara, asker olmadığını ve kendine asker muamelesi yapılmasını istemediğini anlatmaya çalıştı. Cezası dolunca yine aynı askeri birliğe çağrıldı. Bu üç yıl böyle sürdü. Arkadaşları, bu süre içinde başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinden onna destek bulmaya çalıştılar.”
AİHM'ne başvuru
Çırakoğlu sonunda fikir ve vicdan hürriyetinin devlet tarafından ihlal edilip edilmediğinin saptaması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduklarını söylüyor:
“Türk devleti Kürt bölgelerinde olaylar nedeniyle bu mahkemede haksız bulundu. Mahkemenin kararı Türkkiye’yi otomatikman yasaları değiştirmeye zorlayamaz. Ama Türk makamları üzerindeki baskı artıyor ve bu da mağdurları biraz olsun rahatlatır.”
Askerlik hizmetini ret etmelerine vicdani nedenleri gerekçe gösteren bu iki Türk genci, askere gitmek istemeyenlerin suçlu duruma düşürülmesinin Avrupa’da siyasi tartışmaya açılmamasını ve Türkiye’de silah altına alınmak yerine sivil hizmet verme imkanının bulunmayışını eleştiriyorlar.