Alman siyasetinde Yeşil sayfa

Almanya’nın Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde yapılan parlamento seçimlerinin sonuçları Almanya’da siyasi dengeleri değiştirdi. Berlin’deki koalisyon hükümetini oluşturan partiler ağır bir hezimete uğrarken, Yeşiller tarihî bir başarı yakaladı.

Baden-Württemberg eyaletinde oylarını ikiye katlayarak yüzde 24,2'lik desteğe ulaşan Yeşiller’in, yüzde 23,1 oy alan Sosyal Demokrat Parti ile hükümeti kurması bekleniyor. Merkel liderliğindeki Hrıstiyan Demokratların eyaletteki 58 yıllık iktidarına son veren Yeşiller’in, ilk kez bir eyalette Başbakanlık’ı üstlenmesi bekleniyor.

Nükleer enerji karşıtı seçim kampanyasıyla büyük başarı toplayan Yeşiller, Rheinland-Pfalz eyaletinde de yüzde 15,4 oranında oy alarak, anahtar parti haline geldi. Bu eyalette de Sosyal Demokrat Parti ile Yeşiller’in koalisyon hükümeti kurması bekleniyor.

Yeşiller Eş Başkanı Claudia Roth, seçim başarısını değerlendirirken, “Bu Yeşiller’in muhteşem bir başarısı. Bugün, Almanya’daki siyasi mecranın kökten ve kalıcı olarak değiştiği gündür” dedi.

Merkel’in partisine ağır darbe

Baden-Württemberg eyaletinde Hrıstiyan Demokratlar (CDU), yüzde 5,2’lik oy kaybıyla yüzde 39’a geriledi. CDU hâlâ birinci parti konumunda olsa da, parlamento çoğunluğunun Sosyal Demokratlar ve Yeşiller’e geçmesi nedeniyle, muhalefet görevini üstlenmek zorunda.

Başbakan Angela Merkel yaptığı açıklamada, “acı bir yenilgi” aldıklarını belirtirken, Japonya’daki Fukuşima nükleer santralinde yaşanan felaketin ve bunun Almanya’da yaratığı korkuların bu yenilgiye yol açtığını kaydetti. Merkel, Fukuşima’daki nükleer kaza sonrasında kendisinin de nükleer konusunda fikir değiştiğini, Almanya’da nükleer enerji konusu temel bir sorgulama yapacaklarını vurguladı. Başbakan, hükümette revizyona gidileceği yönündeki haberleri ise yalanladı.

Siyasetin yeni yıldızı Kretschmann

Baden-Württemberg eyaletinde CDU’ya darbe vuran Yeşiller’in Başbakan adayı Winfried Kretschmann, seçmenlere teşekkür ederken, şunları söyledi:

“Tarihî bir seçim zaferi elde ettik. Bu eyaletin seçmenlerine, özellikle de ilk kez bizim lehimize oy kullanarak bu başarıyı yakalamamıza yardımcı olanlara yürekten teşekkür ederim.”

Westerwelle büyük hüsran yaşadı

Federal Hükümet’in küçük ortağı Hür Demokrat Parti, her iki eyalette de ağır yenilgiye uğradı. Liberaller, Rheinland-Pfalz eyaletinde yarı yarıya oy kaybederek parlamentoya giremedi. Baden-Württemberg'de ise yüzde 5'lik barajı kıl payı aşabilen Hür Demokrat Parti'nin Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle şu saptamayı yaptı:

“Günün haberi yalnızca Mainz’da, Stuttgart’ta değil Berlin’de de yankılandı. Tabii ki bu sonuçlar liberaller üzerinde iz bırakmadan geçip gitmeyecektir.”

Almanya’da Federal Hükümet, nükleer enerji politikası nedeniyle son günlerde büyük tepki çekmişti. Geçen yıl nükleer santrallerin işletim sürelerinin uzatılması kararı alan muhafazakâr-liberal koalisyon, Japonya’daki nükleer felaketin ardından eski nükleer tesislerin faaliyetlerini üç ay süreliğine durdurma kararı almıştı. Guido Westerwelle, seçmenin verdiği mesajın anlaşıldığını söyledi:

“Bu seçimler, nükleer enerjinin geleceğine ilişkin bir referandum niteliğindeydi. Bunu anladık. Dolayısıyla seçim sonuçları yalnızca eyalet düzleminde değil, Berlin’de de tartışılmak zorundadır.”

Nükleer tartışması damga vurdu

Hür Demokrat Partili Federal Ekonomi Bakanı Rainer Brüderle de seçimlerde yerel konulardan ziyade, küresel gelişmelerin etkili olduğu öne sürdü:

“Japonya’da olanlar, Libya’daki gelişmeler, euro tartışmaları gibi konular yerel siyasetin o denli ötesine geçti ki, eyalete ilişkin konular gölgede kaldı.”

Söz konusu görüşleri paylaşan bir diğer isim de Hrıstiyan Demokrat Parti Genel Sekreteri Hermann Gröhe oldu. Gröhe, nükleer enerjiye ilişkin tartışmaların diğer konuları gölgede bıraktığını savundu ve “Japonya’daki gelişmelerin diğer tüm meselelerin önüne geçtiği aşikâr. Bu enerji politikasını son iki haftanın en önemli konusu haline getirdi.” dedi.

“Enerji politikası değişmeli”

Yeşiller ile birlikte her iki eyalette de koalisyon hükümeti kurmaya hazırlanan Sosyal Demokrat Parti ise eleştiri oklarını Federal Hükümet’e çevirdi. Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı ve Almanya eski Çevre Bakanı Sigmar Gabriel, Federal Hükümet’in nükleer enerji politikasını gözden geçirmesini istedi:

“Bu seçim sonuçlarından sonra Hrıstiyan Demokrat Birlik Partileri ile Hür Demokrat Parti’nin enerji dönüşümünü ciddiye almak ve nükleer tesislerin işletim sürelerinin uzatılması yönündeki korkunç kararı geri almaktan başka şansı yoktur.”

Rheinland-Pfalz Eyaleti’nin Sosyal Demokrat Partili Başbakanı Kurt Beck iktidarı paylaşmaya hazırlandığı Yeşiller’in başarısında nükleer enerji tartışmalarının rol oynadığını belirtti:

“Son günlerde seçmenlerin tek bir konunun etkisi altında kaldığından ben de eminim. İnsanların nükleer santrallerden duyduğu korkunun Yeşiller için bir avantaja dönüştüğü çok açık.”

Yeşiller: Başarımız 30 yılın ürünü

Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth ise seçimlerdeki başarılarının son iki haftada yaşanan tartışmaların ürünü olmadığını savundu. Roth, partisinin nükleer enerji karşıtı siyasi geleneğine dikkat çekti:

“Japonya’daki felaketten sonra son iki haftada nükleer enerji konusunun çok önemli bir rol oynadığı çok açık, ancak bizim seçim başarımızda bundan daha etkili olan faktör, bizim bu riskli teknolojiye karşı tam 31 yıldır uyarıda bulunuyor olmamız.”

Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz eyaletlerindeki seçimler, federal düzeyde de siyasi dengeleri değiştirdi. Federal Alman Parlamentosu'nun iki kanadından biri olan ve eyalet temsilcilerinin yer aldığı Federal Konsey'de Hrıstiyan Demokrat Birlik Partileri azınlığa düştü. Muhafazakârlar, 69 sandalyeli Konsey'de 31'den 25 üyeye geriledi. Sosyal Demokratlar ise sandalye sayısını 24'ten 30'a yükseltti. Geri kalan 14 üyelik ise koalisyon hükümetleriyle yönetilen dört eyalet arasında taksim ediliyor. Ancak oylamada eyalet temsilcilerinin münferit değil, toplu olarak bir tavır belirlemeleri ve oylarını buna göre kullanmaları gerektiğinden, söz konusu dört eyaletin temsilcileri eğer ortak bir tutumda anlaşamazsa Federal Konsey'deki oylamalarda çekimser kalmak zorunda.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Özay / DW

Editör: Murat Çelikkafa