1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman sağının 'devrim' hayali

15 Haziran 2017

Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi genel seçimlerde milliyetçi sloganlar ve ırkçı dünya görüşünün yardımıyla oy barajını aşıp mecliste temsil edilmeyi planlıyor. Parti aşırı sağcı gruplardan destek alıyor.

https://p.dw.com/p/2ejsh
AfD Parteitag in Rendsburg
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Scholz

24 yaşındaki Melanie Schmitz'in hüzün dolu bakışlarla okuduğu şarkılar sosyal medyada beğeni topluyor. En sevilen şarkısı ise siyasi içerikli. Bu şarkıyı ‘Almanya için Alternatif' (AfD) partisi için okumuş.

Modern görünüşlü aktivistler

Şarkının sözleri parti programı gibi. Başbakan Merkel'i eleştiriyor, Almanya'ya mülteci kabul edilmesine karşı çıkıyor, modern hayatı yeriyor. Genç şarkıcı parçasını, ‘yalnızca aptal olan ülkesini batırmaya çalışır' sözleriyle kapatıyor.

Melanie Schmitz popçu değil, aşırı sağcı ‘Özdeşlik Hareketi' adlı marjinal grubun aktivistliğini yapıyor. Bu grup gerici programına taraftar kazanmak için kendine çağdaş ve modadaki yenilikleri takip eden bir hareket süsü vermeye çalışıyor. İstedikleri ise Almanya'da yaşayanların ırkçı kriterlere göre ayrıştırılıp sınıflandırılması, ‘Almanlığa' uygun bulmadıklarının medeni haklardan men edilmesi de bu ideolojinin bir parçası.

Irkçılığı parlatma çabası

Özdeşlik Hareketi uzun vadede amacına erişebilmek için, kısa zamanda milliyetçi ve ırkçı hedeflerle kendini özdeşleştiren AfD adlı siyasi partiye yanaşmaya çalışıyor. Almanya için Alternatif 2016 yılında Özdeşlik Hareketi ile işbirliği yapmayı reddetmiş, aradan birkaç hafta geçtikten sonra ise partinin genel başkanı Frauke Petry ırkçı ideolojinin tarifine uygun ‘milliyetçilik' (völkisch) kavramının olumlu anlamda kullanılması gerektiğini söylemişti. Bu kavram en çok Almanya'daki Nasyonal Sosyalizm döneminde kullanılmıştı.

Özdeşlikçiler, anayasal düzene aykırı emeller peşinde koştuğu için Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izleniyor. İstihbarata göre bu hareketin üye sayısı 100'ü geçmiyor. Yine de bu hareket AfD'nin kanatları altına sığınarak kendinden söz ettirmeyi başarıyor. AfD yönetiminin övüp teşvik ettiği genç Özdeşlikçiler partinin gençlik kollarında görev alıyorlar.

Güçlerini şiddet ideolojisinden alıyorlar'

AfD tabanı parti merkezlerinin ve Berlin'deki Brandenburg Kapısı'nın Özdeşlik Hareketi tarafından sembolik anlamda işgal edilmesine sevindiğini belli etmemeye çalışıyor. Siyaset bilimcisi Hajo Funke tabu kırıcı eylemlerin tehlikesine işaretle, "şiddete karşı görünüyorlar ama ideolojileri şiddete dayanıyor" diyor. AfD'nin genel seçimlerdeki liste başı adayı Aleksander Gauland eleştirilere aldırmıyor ve ‘herkesi kucaklamaya hazır olduklarını' söylüyor.

Sağ popülist Almanya için Alternatif partisi son zamanlarda sağcı ve radikal sağcı gruplarla haşır neşir olmaya başladı. Hajo Funke bu küçük gruplaşmalar ortalığı karıştırırken AfD'nin bağımlılığına girmemeye özen gösterdiğini anlatıyor. Yelpazenin sağ ucundaki ‘Yeni Alman Sağının' ırkçı söylemleri ve Neo Nazilere yakınlıkları AfD içinde de tartışmalara konu oluyor. Ancak bu genç parti marjinal sağın, nefret ettikleri Başbakan Angela Merkel'i devirme ve ‘muhafazakâr devrimi' gerçekleştirme hayalini paylaşmakta beis görmüyor.

AfD'ye tepki büyüyor

Süslü ama içi boş sloganlar

Almanya'daki sağ hareketin ideolojisini yönlendirilmesinde önemli rol oynayan Götz Kubitschek askerlikten ayrıldıktan sonra ‘Devlet Politikası Enstitüsü' adlı bir yayınevi kurmuş. Saksonya-Anhalt eyaletindeki evini herkese açan Kubitschek özdeşlikçileri, sağcı öğrenci derneklerini ve AfD sempatizanlarını burada buluşturuyor. Birkaç yıl önce parti üyeliği için yaptığı başvuru aşırı sağcı ve provokatör olduğu gerekçesiyle AfD tarafından ret edilmişti. Ancak bu durum AfD yöneticileriyle arasının iyi olmasına engel oluşturmuyor.

Kubitschek'in Alman tarihi, edebiyatı ve Almanlık ruhu ile ilgili konuşmalarını büyüleyici bulanlar çıkıyor. Almancadan ürettiği yüksek entellik kokan kavramları yerleşik siyasi partilerin düşünürlerine karşı silah olarak kullanıyor. Anlaşılması zor gibi gelen sözlerinin altında ‘Merkel gitsin, ‘kan ve toprak' ya da ‘yabancılar defolsun' gibi sloganların yattığını herkes bildiğinden, mitinglerde onu alkışlamak için söylediklerinden anlam çıkartmak gerekmiyor.

Sağın sözde yıldızı

Kubitschek, Özdeşlikçiler ve AfD artık rutin işbirliği içindeler. Yayıncı, yazar ve aktivistlerle birlikte bütün Almanya'da okuma toplantıları, kongreler ve gösteriler düzenliyor, her defasında birbirlerini davet ediyor ve yayınladıkları kitap ve broşürlerden alıntılar yaparak önemli bir akım haline geldikleri izlenimini uyandırmaya çalışıyorlar. Meraklı sempatizanları da bütün Almanya'nın Berlin'e karşı ayaklanıp direniş başlattığını sanıyor.

Trump örneği

Popülist ve radikal Alman sağının ortak hayali Trump'ın ABD'de yaptığı ‘devrimi' Almanya'ya taşıyıp, elitleri devirmek. Ancak Amerikalı milyarder kadar paraları yok. Medya ve iş dünyasından da destek görmüyorlar. Dikkatle bakıldığında 82 milyon nüfuslu Almanya'daki ‘sağcılık şebekesinin' birkaç yüz kişiden ibaret olduğu görülür.

Başarılarının kaynağı aynı zamanda sağ popülistlerin en büyük sorunu da sayılır. Almanya'nın çökmek üzere olduğu ve kurtuluşun sağdan geleceği propagandası, Almanya'nın realiteleri karşısında anlamsız kalıyor. Alman ekonomisi büyüyor, istihdam artıyor, ülkeye sığınan mülteciler artık göze batmıyor. Başarısız olduğu iddia edilen Almanya Başbakanının partisi üst üste eyalet seçimlerini kazanıyor. Bu bakımdan Almanya'nın durumu ABD'deki şartlarla kıyaslanamaz.

Protestoculuk akımı yine de Melanie Schmitz söylediği ‘AfD şarkısının' Youtube'de 400 bir kere tıklanmasına yetiyor. Schmitz'in, kafiyesi bile yavan gelen ‘herkese söyleyin, pazar günü gidip AfD'yi seçeceğiz' mealindeki şarkı sözleri sağcılar koalisyonunun Almanya'da devrim hayalinin gerçekleşmesine yetmeyecektir.

© Deutsche Welle Türkçe

Hans Pfeifer