Alman iç istihbarat raporunda MİT'e ayrı başlık açıldı
27 Haziran 2019Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın (BfV) 2018 yılı raporunda, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) faaliyetleri ilk kez ayrı bir başlık altında mercek altında alındı.
Türk istihbaratının faaliyetleri ilk kez Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2016 yılı raporunda yer almış, ancak ayrı bir başlık altında incelenmemişti.
Perşembe günü kamuoyuna açıklanan 387 sayfalık raporun espiyonaj ve istihbarat faaliyetleri ile ilgili bölümünde "Türkiye Cumhuriyeti İstihbarat Servisi" başlığı altında MİT'in Almanya'daki faaliyetlerine yer verildi.
MİT'in geçen yıllarda faaliyetlerinin odağında PKK, MLKP ve DHKP-C gibi örgütlerin bulunduğu belirtildi. Son yıllarda ise faaliyetlerin 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tutulan Gülen yapılanması üzerinde yoğunlaştığı ifade edildi.
MİT'in Gülen yapılanması ile bağlantılı kişileri Türkiye'ye geri götürmek için çoğunlukla faaliyette bulunduğu ülkelerin resmi kurumları ile işbirliği yaptığını, ancak MİT’in bu ülkelerin bilgisi dışında hareket ettiğine dair vakalar olduğuna da dikkat çekildi.
MİT'in "espiyonaj faaliyetlerinin" çoğunlukla Türkiye'nin Almanya'daki farklı temsilciliklerindeki resmi görevlileri aracılığıyla yürütüldüğü kaydedildi.
Nüfuz etme çabaları
Raporda, "Almanya'daki Türkiye kökenli topluma ve Alman toplumunda siyasi irade ve karar alma sürecine nüfuz etme çabalarının" MİT'in faaliyetleri kapsamında olduğu ifade edildi. Ankara'ya "Farklı derecelerde yapısal olarak hükümete bağlı örgütlerin Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde güncel Türk siyasetinin tanıtımını" yaptığı ve eleştirilere karşı Türk hükümetinin siyasetinin savunulduğu" belirtildi.
Türkiye’nin 2018 yılı başında Suriye'nin kuzeyine "Zeytin Dalı" askeri harekatı başlatmasının ardından Almanya’da düzenlenen çeşitli etkinliklerde de Türk hükümetinin siyasetini savunma çabalarının gözlemlendiği dile getirildi.
Türkiye’deki siyasi gelişmelere ilişkin eleştirilere karşılık olarak, "iddia edilen ve gerçekten yaşanan ırkçılık, İslamofobi, Türkiye düşmanlığı" gibi konularda veya Almanya ile Avrupa’daki bazı olumsuz gelişmeleri abartarak kamuoyunu bilgilendirmenin, "bu nüfuz etme stratejisinin önemli bir bölümünü" oluşturduğu ifade edildi.
Almanya’da Türk hükümetine yakın kuruluşlar olarak, Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB) ile geçen yıl Saraybosna’daki genel kurul toplantısında adı Uluslarası Demokratlar Birliği (UİD) olarak değiştirilen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) gösterildi. Raporda, her iki örgütün de, "Kamuoyuna karşı ılımlı" ve "bağımsız" bir görünüm vermek için çaba gösterdiği ve Türkiye ile "Bağlantılarını ve bağımlı ilişkilerini" önemsizmiş gibi göstermeye çalıştığına işaret edildi.
Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporunda, "Almanya’nın MİT’in Türkiye dışındaki araştırma hedefleri arasında kalmayı sürdüreceği" tahminine yer verildi.
"Türkiye'deki güncel siyasal gelişmelerden ve ülkedeki sıkıntılı ekonomik durumdan bağımsız olarak Türk istihbarat faaliyetlerinin yoğunluğunun tespit edilen bu yüksek düzeyde kalacağı" belirtildi. Bunun yanı sıra "Yumuşak güç siyaseti" olarak Almanya'daki Türkiye kökenli toplum üzerinde nüfuz kurma çabalarının da devam edeceği dile getirildi.
PKK geçen yıl 15 milyon eurodan fazla bağış topladı
Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporunda, Almanya’da 1993 yılından beri yasaklı olan PKK’nın 2018 yılı faaliyetlerine de yer verildi. Raporda göre Almanya’da PKK destekçilerinin sayısı 2017’ye göre değişiklik göstermedi ve 14 bin 500 olarak kaydedildi.
Yine rapora göre PKK 2018 yılında Almanya'da 15 milyon eurodan fazla bağış topladı. 2017 yılında ise 14 milyon euro civarında bağış toplanmıştı. Geçen 10 yıl içinde PKK’nın topladığı bağışların miktarının üç kat arttığı tahmin ediliyor. Bunun yanı sıra Avrupa genelinde toplanan bağışın ise 25 milyon euro olduğu belirtildi.
Türk ordusunun özellikle Suriye'nin kuzeyindeki Afrin'e yönelik harekâtının, Kürt toplumunda dayanışma hissini artırarak, bağışları da artırdığı ifade edildi.
Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin'e yönelik askeri operasyonun, "anayurt bölgelerinde" PKK ile Türk ordusu arasındaki çatışmaların, Türkiye'de 24 Haziran 2018’de yapılan cumhurbaşkanlığı ile milletvekilliği seçiminin, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın tutukluluk koşulları ve sağlığına ilişkin endişelerin PKK’nın Almanya’daki faaliyetlerinde belirleyici etkenler olduğu belirtildi.
"Barış müzakereleri ihtimal dışı"
Türkiye'nin güneydoğusu ile Suriye'nin kuzeyindeki bölgelerde PKK ile Türk ordusu arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle "PKK ile Türk hükümeti arasında barış müzakerelerine yeniden başlanmasının ihtimal dışı olduğu" değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, PKK’nın Almanya'da da 2018 yılında çeşitli gösteriler düzenlediği, ancak bu gösterilere katılımın bir önceki yıla göre neredeyse yarıya düştüğüne dikkat çekildi. Örneğin 17 Mart 2018'de Hannover’de düzenlenen Nevruz etkinliğine 11 bin kişinin katıldığı, bir önceki yıl bu sayının 30 bin olduğu belirtildi.
Ayrıca Almanya İçişleri Bakanlığı'nın 29 Ocak 2018 tarihli kararı ile gösterilerde PKK sembolleri ile Abdullah Öcalan’ın resminin bulunduğu bayrakların taşınmasına yasak getirildiği raporda yer verilen ayrıntılar arasında bulunuyor.
DW/JD,GA
© Deutsche Welle Türkçe