Alman hükümetinin kaderi tehlikede mi?
3 Haziran 2019Berlin Andrea Nahles'in Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanlığı ve Parti Meclis Grubu Başkanlığı'ndan ayrılacağını açıklamasının ardından nasıl bir yol haritası izleneceğine odaklandı. Avrupa Parlamentosu ve Bremen Eyalet Meclisi seçimlerinde alınan yenilginin ardından parti içi eleştiriler üzerine Nahles, Pazar sabahı genel başkanlık, meclis grup başkanlığı ve milletvekilliği görevlerini bırakma kararı aldığını açıklamıştı.
Sosyal Demokrat Parti kurmayları, Nahles'in halefinin kim olacağını belirlemek için Pazartesi sabahı biraraya geldi. Parti Genel Sekreteri Lars Klingbeil, toplantı sonrasında Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, genel başkanlık görevini vekaleten Mecklenburg-Vorpommern ve Rheinland-Pfalz eyaletleri Başbakanları Manuela Schwesig ve Malu Dreyer ile partinin Hessen eyalet teşkilatı başkanı Thorsten Schäfer-Gümbel'in üstleneceğini duyurdu.
Toplantı sonrasında düzenlenen basın toplantısında, Schwesig, geçici olarak parti başkanlığını yürüteceklerini ancak Sosyal Demokrat Parti'nin genel başkanlığına aday olmayacaklarını açıkladı.
Alman hükümeti tehlikede mi?
Sosyal Demokrat Parti, normal şartlar altında bu yılın Aralık ayında ortağı olduğu koalisyon hükümeti için bir ara bilanço çıkarmayı ve yeni parti yönetimi için seçime gidilmesini planlıyordu. Ancak bu takvime sadık kalınıp kalınmayacağı belirsizliğini koruyor.
Koalisyon hükümetinin küçük ortağı Sosyal Demokrat Parti içindeki deprem, Alman hükümetinin geleceğini tehlikeye atabileceği yorumlarına neden oldu.
Seçimleri öne çekme taraftarı olanların yanı sıra karşıt görüşte olanlar da var. SPD Genel Başkan Yardımcısı Karl Lauterbach, Passauer Neuen Presse gazetesine verdiği demeçte, "Seçimleri öne çekmenin mantıklı olmayacağını özellikle sağlık ve istihdam politikalarında yoğun bir çalışma içinde olduklarını" vurguladı. Benzer bir görüşü SPD'nin meclisteki muhafazakar kanadında yer alan Seeheimer grubu sözcüsü Johannes Kahrs, "Koalisyon hükümeti dört yıllığına seçildiğini ve Aralık ayında iki yılını dolduracağını" belirterek, "İşte bu tarihte, iki yıl daha yönetmek için bir zeminin olup olmadığı enine boyuna değerlendirilcektir" sözleriyle dile getirdi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel hükümet ortakları Sosyal Demokrat Andrea Nahles'in istifası karşısında üzüldüğünü ancak bunun hükümetin sonu anlamına gelmediğini söyledi.
Merkel, Sosyal Demokrat Parti'nin kararlarına saygı duyduğunu hatırlattı ancak "Biz işimize devam edeceğiz" diye konuştu.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer de koalisyon hükümetinin devam ettirilmesinden yana olduğunu açıkladı.
Anketler ne diyor?
Son açıklanan anketler Almanya'da uzun yıllar en güçlü ikinci parti konumunu koruyan Sosyal Demokratların (SPD) yerini Yeşiller partisine bıraktığını hatta Yeşiller partisinin Almanya genelinde birinci sıraya yükseldiğini ortaya koyuyor. 26 Mayıs'ta yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de Yeşiller Sosyal Demokrat Parti'yi geride bırakarak ikinci güç olmayı başarmıştı.
Cumartesi günü önemli anket şirketlerinden Forsa'nın 2001 kişi üzerinde yaptığı son anket, SPD'nin ülke genelinde tarihinde elde ettiği en düşük seviye olan yüzde 12 seviyesine düştüğünü ortaya koydu. SPD bir hafta önceki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 17 oranında oy almıştı.
"Pazar günü seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?" sorusunun yöneltildiği ankette ilk kez Yeşiller Partisi Hristiyan Birlik partilerini geride bırakarak birinci çıktı.
Yeşiller böylece Avrupa Parlamentosu seçimlerinde elde ettiği (yüzde 18) oyun 9 puan üzerine çıkarak, son anketlerde yüzde 27 oranında destek aldı. Hristiyan Birlik partilerine yönelik destek ise (yüzde 28) yüzde 26 seviyesine geriledi.
Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin de Avrupa Parlamentosu seçimlerinden (yüzde 13) bir hafta sonra 2 puan düştüğü gözlendi. Hür Demokratlar (FDP) yüzde 8'lik oy oranını korurken, Sol Parti'ye destek (Die Linke) bir puanlık düşüşle yüzde 8'den yüzde 7'ye geriledi.
DW, dpa, rtr / MK, HT
© Deutsche Welle Türkçe