1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AKP-MHP ittifakının üstündeki "mafya" baskısı

18 Mayıs 2021

Anketlere göre Cumhur İttifakı'nın oyları düşüşte. Uzmanlara göre bunun başlıca nedeni ekonomik kriz. Ancak Sedat Peker'in iddiaları da hükümet üzerindeki baskıyı artırıyor, etkisinin de güçlü olacağı tahmin ediliyor.

https://p.dw.com/p/3tXv5
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli Fotoğraf: DHA

Türkiye'de Mart ve Nisan aylarında sonuçları açıklanan kamuoyu anketlerine göre Cumhur İttifakı'nın oyları düşüşte. Metropoll şirketinin yaptığı "Türkiye'nin Nabzı Nisan 2021" araştırmasına göre AKP'nin oy oranı "kararsızlar" dahil edilmeden yüzde 27'lere gerilemiş durumda. Kararsızlar olmadan MHP'nin yüzde 8.7, CHP'nin yüzde 18.3, İYİ Parti'nin yüzde 10.7, HDP'nin de yüzde 8.4 oy oranı olduğu görülüyor. Şirketin sahibi Özer Sencar, AKP'nin kaybettiği oylarla ilgili olarak elde ettikleri sonucu "4 Haziran 2018'de AKP'ye oy verenlerin yüzde 67'si bugün seçim olsa yine AKP'ye, yüzde 3'ü CHP'ye, yüzde 3.8'i İYİ Parti'ye, yüzde 2.7'si MHP'ye oy vereceğini söylüyor" diye aktarıyor.

Sonuçları tartışılan bir diğer araştırma da Türkiye Raporu'nun Mayıs ayı sonuçları oldu. Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki'nin verdiği bilgilere göre Mayıs ayı araştırmalarına göre Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a destekte düşüş en üst noktaya ulaşmış durumda. Selçuki, "Mansur Yavaş yüzde 52,5, Ekrem İmamoğlu yüzde 51,4, Meral Akşener yüzde 45,4. Her üçü karşısında Erdoğan'ın oyu yüzde 40'ı dahi bulmuyor" diyor.

Oylardaki erimenin nedenleri

Ortaya çıkan tabloyu DW Türkçe'ye değerlendiren siyaset bilimci ve araştırmacı İbrahim Uslu'ya göre Cumhur İttifakı'nın oylarındaki düşüşün başlıca nedeni pandemi koşullarıyla birlikte büyüyen ekonomik kriz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "tam kapanma" döneminde, kısıtlamalardan etkilenen vatandaşlardan istediği "helalliğe" işaret eden Uslu, "Erdoğan, Türkiye'de yoksulluk olduğunu ilk kez kabul etti. Yoksulluk bir anlamda resmiyet kazandı. Defalarca reddettiğini şimdi kabul etti. İşte, AKP oylarındaki erimenin en temel nedeni budur" görüşünü aktarıyor.

Araştırmacı İbrahim Uslu
Araştırmacı İbrahim Uslu Fotoğraf: Privat

Hükümet, suç örgütü lideri olmakla aranan Sedat Peker'in ortaya attığı iddialar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yöneltilen ithamlar nedeniyle de baskı altında. Mafya-devlet-siyaset ilişkilerini Türkiye'de yeniden tartışmaya açan iddialarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam ilk kez kabine toplantısından sonra isim vermeden konuştu. Erdoğan, "En büyük üzüntümüz ülkemizde hala çetelerden medet umacak kadar zavallılaşan, küçülen, haysiyet fukarası kişiliklerin olduğunu görmektir. Terör örgütleri gibi suç çeteleri de zehirli bir yılan gibidir. Onlarla aynı çuvala girerseniz başınıza geleceklere rıza göstermiş olursunuz" dedi.

Sedat Peker'in iddialarının siyaset ve toplumda yarattığı rahatsızlıklara değinen araştırmacı Uslu, "Peker'in hükümeti hedef alması, bir bakanla polemik yaşaması belki doğrudan oy oranlarını etkilemeyecek, ama hükümete olan güveni sarsacak. Yani burada dolaylı bir etki, ama kuvvetli bir etkiden söz ediyoruz" değerlendirmesini yapıyor. Uslu, AKP'nin Peker'in iddialarıyla gündeme gelen süreci de "iyi yönetemediğini" düşünüyor.

Uslu, "Firari bir adam hükümete iftira atıyor, hakaretler yağdırıyorsa AKP'nin yapması gereken mecliste bir araştırma komisyonunun kurulması için vakit kaybetmeksizin harekete geçmesidir. Toplumda yargıya güvenin olmadığı ortada. Soylu, Peker'e karşılık veriyor ama muhalefeti suçluyor. Böyle bir iletişim, böyle bir mücadele stratejisi olmaz. AKP, suç örgütlerinin üzerine gidebildiğini göstermek zorunda. Bu süreci iyi yönetemezlerse, başlarına bela alacaklar" diyor.

Siyaset bilimci Prof. Dr. Barış Doster de Peker'in iddialarının oyları doğrudan etkilemese de toplumsal bir karşılığı olacağı kanısında. Doster, "Peker'in iddialarını muhalefet kullanacak. Soylu karşıtları kullanacak. Toplumsal tedirginlik, gerilim, endişe artacak" tahmininde bulunuyor. AKP oylarındaki erimeyi gösteren anketleri değerlendiren Doster, "AKP oylarında erime var, doğru. Ama AKP'den kopan oylar da doğrudan muhalefete gitmiyor. Erdoğan'ın oyu, AKP'den yüksek, unutmayalım. Ama sıkıntı yine ekonomi. Bu aşamadan sonra ekonomik olarak bir mucize gerçekleşecek ki oylar geri dönsün" diyor.

"İktidara mafya tekmesi"

Sedat Peker'in iddiaları için "Susurluk'tan daha ciddi" diyen eski TBMM Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar da DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede "İktidarın oy kaybında ekonomideki bozukluk, kötü yönetim etkilidir, ancak iktidar mafyayla arasına mesafe koymayı da başaramamıştır. 31 Mart yerel seçiminde İstanbul'un kaybıyla devreye sokulan mafyatik davranışlar bugün patlak vermiştir. Bugün iktidara bir tekme de mafya atmaktadır. Peker'in iddialarıyla iktidar-mafya yakınlığı açıkça sergilenmektedir. Savcıların soruşturmak için Erdoğan'dan talimat beklediğini halk herkesten önce görecektir" yorumu yapıyor.

Eski CHP miletvekili Fikri Sağlar
Eski CHP miletvekili Fikri Sağlar Fotoğraf: ANKA

Sağlar, muhalefetin erken seçim için ses yükselteceği önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, soruşturma açılsa bile Peker'in iddialarının üstünü örtme, zaman kazanma taktiği uygulayacağını öngörüyor.

Peki erken seçim olur mu?

Cumhur İttifakı'nın eriyen oylarının anketlere yansımasının ardından muhalefetten erken seçim çağrıları yükseldi. Bu çağrıya AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal da "Seçimler 2023'te yapılacak. Erken seçim isteyen CHP, güreşe doymayan yenilen pehlivan gibi davranıyor" yanıtı verdi. Ancak Fikri Sağlar ise "Erdoğan erken seçimden kaçsa kaçsa 2021 sonuna kadar kaçar. Şubat 2022'de erken seçim demesi kaçınılmazdır" tahmininde bulunuyor. Sağlar'a göre AKP-MHP iktidarı bir erken seçime gitmek zorunda kalacak ve kaybedecek.

"Nasıl Peker, Erdoğan'ı sıkıntıya sokacaksa, Alaaddin Çakıcı da Bahçeli'yi sıkıntıya sokacak" diyen gazeteci Sedat Bozkurt da Türkiye'nin erken bir seçime gideceği öngörüsünde bulunuyor.

Peker'in videolarını "skandal" olarak tanımlayan Bozkurt, "Bu skandal, AKP'nin de MHP'nin de erken seçimden kaçamayacağı bir süreci beraberinde getirecek görünüyor. Çünkü bir türlü suç örgütlerinin üzerine gidemiyorlar" diyor. Bozkurt, "Çakıcı'yı neden cezaevinden çıkardılar. Peker'in AKP'ye oy toplamak için mitingler düzenlemesine neden izin verdiler. AKP ile MHP'nin suç örgütlerinden beklentileri neydi? Neye ihtiyacı vardı? Erdoğan ne derse desin, bu soruların gündemden düşmesi artık mümkün değil. Bu sorular soruldukça da AKP-MHP oylarındaki erime hızlanacaktır" yorumu yapıyor.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe