AIDS ile mücadelede hedeflerin tutturulması zor

AIDS tedavisi olmayan bir hastalık. Tek çıkışı ölüm. Bulunabilen yegane çare ise ilaçlarla ölümü geciktirmek. Ancak alınan önlemlerle AIDS’e yakalananların sayısının ve ölümlerin azalması, yaşamı uzatan ilaçların kullanımının artması umut ışığı.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, New York’ta düzenlenen Aids konferansında yaptığı konuşmada, geçtiğimiz yıl iki milyonu aşkın Afrikalı AIDS hastasının yaşam uzatıcı tedavi gördüğünü belirtti. Ancak dünya çapında 33 milyon 200 bin kişinin AIDS hastası olduğu düşünüldüğünde bu rakam büyük umutlar vermiyor. Sadece geçtiğimiz yıl hastalığa yakalananların sayısı ise iki buçuk milyon. Rakamlar, 2010 yılına kadar tüm AIDS’lilere tedavi ve bakım sağlanmasını öngören Milenyum Hedefi’ne ulaşılmasının ne denli zor olduğunu gösteriyor. Almanya Sağlık Bakanı Ulla Schmidt, bunda siyasi yönetim eksikliğinin de rol oynadığı eleştirisinde bulunuyor. Schmidt, “Devlet ve hükümet başkanlarının, soruna bizzat el atmadıkları sürece ilerleme kaydedilemeyeceğini anlamaları çok zaman aldı” diyor.

Aids hastalarının büyük bölümü kadın

Geçtiğimiz yıl hastalığa yakalanan 1 milyon 700 bin Afrikalı’nın dörtte üçünü kadınlar oluşturuyor. Sahra Çölü’nün güneyindeki genç, evli kadınlar en büyük risk grubunda yer alıyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, bu nedenle özellikle kalkınmakta olan ülkelerde genç kadın ve kızların korunması için yasalar çıkarılması çağrısında bulundu. Ban Ki Moon, uluslararası topluluktan da AIDS ile mücadelede geçtiğimiz yıl yapılan 10 milyar dolarlık yatırımın artırılmasını istedi.

Almanya Sağlık Bakanı Schmidt ise konunun sadece Afrika’nın bir sorunu olarak algılanmaması gerektiğini vurguladı. Alman bakan Doğu Avrupa ülkelerinde yeni AIDS vakasına yakalananların oranının Afrika’nın üzerinde olduğuna dikkat çekerek, Doğu Avrupa’ya odaklanılmasını istedi.

Aids hastalarına ayrımcılık kalkmalı!

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ayrıca, uluslararası topluma Aids hastalarına karşı ayrımcılıkla daha etkin mücadele edilmesi çağrısında bulundu. Ban, New York’ta Aids ile mücadele konferansında yaptığı konuşmada, bazı ülkelerin Aids hastalarının ülkeye giriş izni vermemesini eleştirdi. Sivil toplum örgütlerinin yayınladığı bir rapora göre dünya genelinde yaklaşık 70 ülke Aids hastalarına ülkelerine girişlerde kısıtlayıcı uygulamalarda bulunuyor.

Sağlık kuruluşlarından G8 liderlerine açık mektup

Dünya Sağlık Örgütü ve BM'ye bağlı diğer kuruluşların da aralarında olduğu, dünyanın önde gelen sağlık örgütleri, G8 ülkelerine açık bir mektup göndererek Aids ve halk sağlığını tehdit eden diğer hastalıklarla mücadele için daha fazla yatırımda bulunmaları çağrısı yaptı.

International Herald Tribune gazetesinde bir açık mektup yayınlayan kuruluşlar, G8 ülkelerinin AIDS, verem, sıtma, çocuk felci ve sağlığı tehdit eden diğer hastalıklarla ilgili vadettikleri uzun dönemli önlemler konusunda daha fazla gelişme kaydetmeleri gerektiğini vurguladı. Mektupta, Japonya'nın Toyako kentinde gelecek ay yapılacak zirvede, liderlerin bu konuda verecekleri yeni sözlerin, çocuk ölümleri, yetersiz beslenme ve küresel hastalıkları engelleme yolunda etkili olacağı belirtildi. G8 liderlerinin ayrıca, dünyanın her tarafındaki insanlar için daha fazla temiz su ve sağlık hizmeti sağlayabileceği kaydedildi.

G8 ülkelerinin, yoksul ülkelerde HIV tedavisinin yaygınlaştırılması, Afrika'da sıtma nedeniyle ölümlerin engellenmesi, bazı ülkelerdeki verem salgınlarının durdurulması ve çocuk felcinin kökünün kurutulması konusunda daha önce kararlaştırılmış programları bulunuyor.

İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Rusya ve ABD'nin oluşturduğu G8 grubunun, kamu sağlığı konusundaki vaatlerini yerine getirme yolunda çok az gelişme kaydettikleri belirtiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF, UNAIDS, BM Nüfus Fonu, AIDS, Verem ve Sıtmayla Savaş için Küresel Fon, GAVI (Aşılar ve Aşılama için Küresel Ortaklık) ve Gates Fonunun imzaladığı ve Dünya Bankasının desteklediği açık mektupta, "Gelişen dünyada daha iyi sağlık koşulları sağlamanın, ortak güvenliğimiz için hayati bir katkı olacağı" vurgulandı. Mektupta, "İnsanların sağlığını ihmal eden bir dünya, ne güvenli ne de istikrarlı olabilir" denildi.