1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AİHM Altan ve Alpay davasında Türkiye'yi mahkum etti

20 Mart 2018

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay'ın tutuklulukları nedeniyle Türkiye'yi tazminata mahkum etti.

https://p.dw.com/p/2ucTf
Mehmet Altan ve Şahin Alpay
Mehmet Altan ve Şahin AlpayFotoğraf: DHA Doğan Haber Ajansı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Mehmet Altan ve Şahin Alpay’la ilgili kararlarını destekleyen ve onaylayan bir karara imza attı. Altan ve Alpay hakkındaki AYM kararlarını uygulamayı reddeden Ağır Ceza Mahkemelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) ihlal ettiğine hükmetti.

AYM’nin 11 Ocak 2018 tarihinde verdiği “açık” ve “kesin” kararlar sonrasında gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkındaki geçici tutukluluğun “yasal” kabul edilemeyeceğini belirten AİHM, Ağır Ceza Mahkemelerinin AYM kararını reddederken kullandıkları gerekçelerin AİHS'nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci maddesinin 1’inci bendine aykırı olduğuna hükmetti. Birinci derece mahkemelerin AYM kararlarını sorgulamalarının hukuk devleti ve yargı güvenliği alanlarındaki temel ilkelere aykırı olduğuna işaret eden Strasbourg Mahkemesi, AİHS’nin 46’ncı maddesi gereği Türk hükümetinin Alpay’ın geçici tutukluluk hâline son verme yükümlülüğünü hatırlattı. Söz konusu maddede, AİHS’ye taraf devletlerin AİHM tarafından verilen kararları yerine getirme yükümlülüğü bulunduğu, uygulamayı denetleyen organın ise Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi olduğu not ediliyor.  

AYM “etkin iç hukuk yolu”

AİHM, Altan ve Alpay hakkındaki AYM kararları sonrası AYM’nin geçici tutuklamalarla ilgili bireysel başvurular için etkin iç hukuk yolu konumunun “ciddi şüpheler” uyandırdığına işaret etti. Ancak Altan ve Alpay davalarında “görevini yaptığına” kanaat getirdiği AYM’yi “etkin iç hukuk yolu” olarak görmeye devam ettiğini bildirdi. AİHM buna rağmen, başta Ağır Ceza Mahkemeleri olmak üzere birinci derece mahkemelerin alacakları kararlar ışığında AYM önünde bireysel başvuruların etkinliği konusunu inceleyebileceği mesajı verdi. 

İfade özgürlüğü

Strasbourg Mahkemesi, Altan ve Alpay’ın ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine de hükmetti. Bu konuda AYM’nin “Altan ve Alpay’ın tutuklanmalarını gerektirecek kuvvetli suç şüphesi yok” kararına destek verdi. Altan ve Alpay’ın gazetecilik kapsamında ifade özgürlüklerini kullandıklarına vurguda bulunarak, haklarındaki geçici tutukluluk kararının “orantısız” ve “demokratik bir toplumda gereksiz” olduğunu belirtti. Mahkeme, demokrasilerin temel özelliklerinden birinin “sorunları toplumsal tartışma yoluyla çözmek” olduğunu hatırlattı. Gerekçeli kararında “ulusun yaşamını tehdit eden toplumsal bir tehlike, demokratik toplum kavramının odağında olan hür siyasi tartışmayı sınırlamak amacıyla mazeret olarak kullanılmamalıdır” ifadelerine yer verdi. 
Kararda, “hükümetlere yönelik eleştiriler dile getirmek ve bir ülke lider ve yöneticilerinin ulusal çıkarlar için tehlikeli tanımladığı haberler yayımlamanın terör örgütüne üyelik veya yataklık, hükümet veya anayasal düzeni değiştirme girişimi ya da terör propagandası gibi çok ciddi cezai suçlamalarla sonuçlanmaması”, bu tür suçlamalar dile getirilse de “geçici tutukluluğa en son çare olarak başvurulması gerektiği” kaydedildi. 

Ankara’nın “derogasyon” tezi

AİHM, Türk hükümetinin Altan ve Alpay davalarında “15 Temmuz darbe girişimi sonrası AİHS’ye derogasyon uyguladığı” tezine de AYM kararıyla yanıt verdi. Darbe girişimi sonrası alınan tedbirlerin “orantılı ve durumun gerektirdiği ölçüde olmadığına” hükmetti. Türk hükümeti 15 Temmuz’un hemen ertesinde Avrupa Konseyi’ne başvurarak AİHS’nin olağanüstü hâllerde yükümlülüklerin askıya alınmasıyla ilgili 15’inci maddesini işlettiğini bildirmişti. 

AİHM Altan ve Alpay’ın AYM önündeki sürecin uzunluğuyla ilgili şikayetlerini ise geri çevirdi. Gerekçe olarak “davanın karmaşık yapısı” ve “AYM’nin iş yükünü” gösterdi.

Yedek Türk hakimden karşıt oy

İhlal kararları 1’e karşı 6 oyla alındı. Kararlara karşı oy, AİHM’nin Türk yargıcı Işıl Karakaş’ın davalardan çekilmesi üzerine Ankara tarafından sadece bu davalarda görev yapmak için atanan yedek hakim Ergin Ergül’den geldi. Işıl Karakaş, eşi Eser Karakaş’ın Altan ve Alpay ile arkadaşlığı nedeniyle olası çıkar çatışmasına karşı davalardan çekilmişti. 

Davalar AİHM tarafından hızlandırılmış prosedürle ele alındı ve AİHM tarihinde nadir görülen biçimde Türk hükümetine tebliğ edildikten yaklaşık sekiz ay sonra karara bağlandı. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu AİHM sürecinde davacıların yanında müdahil taraf olarak yer aldı.  

Karar gereği Ankara davacıların her birine manevi tazminat olarak 21 bin 500 euro ödeyecek. 

Karar AİHM’nin AYM’ye olan güvenini göstermesi ve AYM’yi Türk vatandaşlarının hak ihlalleriyle ilgili bireysel başvuruları için “etkin iç hukuk yolu” olarak görmeye devam ettiğini hatırlatması açısından önem taşıyor. AİHM’nin bağlı olduğu Avrupa Konseyi de Türkiye’den on binlerce potansiyel dava başvurusuna karşı AYM’nin etkin iç hukuk yolu işlevini sürdürebilmesi için Türk hükümetiyle yoğun diyalog içinde. 

Alpay tahliye olmuştu

AİHM'e bireysel başvuru yapan gazetecilerden Alpay, yaklaşık 20 ay süren tutukluluğunun ardından geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kez aldığı "hak ihlali kararı" sonrası ev hapsi şartıyla tahliye edilmişti.

Gülen yapılanmasına yönelik dava kapsamında yargılanan Alpay, "silahlı terör örgütüne üye olma", "Anayasayı ihlal", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamaları ile yargılanıyor.

Mehmet Altan ise gazeteciler Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile birlikte 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla yargılandıkları davada geçen ay "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Kayhan Karaca / Strasbourg
© Deutsche Welle Türkçe
​​​​​​​