Ahmet Şık: Siyaset geçici, gazetecilik baki
23 Haziran 2018İstanbul Maçka Parkı'nda sıcak bir akşamüstü. Parkın girişinde yavaş yavaş toplanan kalabalığın heyecanı yüzlerden okunuyor. HDP'den milletvekili adayı olan gazeteci Ahmet Şık birazdan burada olacak. Burası, meslektaşlarının geçen sene Mayıs ayında toplu fotoğraf çektirerek cezaevindeki Şık'ın doğum gününü kutlamak için bir araya geldikleri park. O fotoğrafın çekilmesinden bir sene sonra şimdi, seçim kampanyası kapsamında düzenlenecek forumda vatandaşlarla buluşacak.
Sivil toplum örgütü "Universus”ın “Seçim Minderi” adlı etkinliğine konuk olan Şık'ın parkın girişine varmasıyla müzik çalmaya, bekleyenler hareketlenmeye başlıyor. Şık'ı tanıyan tanımayan herkes, fotoğraf çektirme yarışına giriyor. Kimseyi geri çevirmiyor ve yol boyunca sayısız "selfie”nin baş kahramanı oluyor. Teşbihte hata olmaz, âdeta bir "pop star” muamelesi gören Şık bu duruma artık alışmış gözüküyor.
"Öğrenciniz olma talebinde bulunuyorum”
Seçimleri takip etmek için yurt dışından gelmiş bir gözlemci, şaşkın şekilde yanındakine, "HDP'nin toplantılarında genelde halay çekilirdi, burada çekilmiyor” diyor. Parktaki kitle gençlerden oluşuyor. Hepsi merak içinde Şık'ın anlatacaklarını bekliyor. Ahmet Şık gelen bir soruya karşılık konuşmasına, öncelikle onlara seslenerek, "Oyunuza sahip çıkın” cümlesiyle başlıyor. Türkiye siyasetinde gençlerin arka plana atılmasını doğru bulmadığını ve gençlere kulak vermeyenlerin artık siyasette yeri olmadığını ifade ettiği sözleri alkış topluyor. "Öğrenciniz olma talebinde bulunuyorum. Yapacaklarımızı, gençlerin dilini öğrenerek, yan yana durarak yapacağız” diyor.
"Safım emeğin yanında olacak”
Forum alanında bir sandık duruyor. Sandığın adı, "Güzel Günler Göreceğiz”. Moderatör genç, akranlarından hayallerini ve Şık'tan vekil olarak taleplerini bu sandığa atmalarını rica ediyor. Burada diğer forumlarda da olduğu gibi, Şık'ın siyasete atılmasına şaşıran gençler var. Onlardan bir tanesi neden gazetecilikten vazgeçtiğini soruyor. Şık'ın bu soruya da alışkın olduğu hâlinden belli. Verdiği cevapla dakikalarca alkış alması da cevabının net olmasından:
"Seçimlerden sonra bir restorasyon süreci başlayacak. Ortada hasar almış demokrasi var. HDP'de olmak, parlamentoda olmak iyi gelecek. Yapılacak çalışmalarda sizin sesinizi en gür şekilde HDP duyuracak. Ancak siyaset geçici, gazetecilik baki. Ondan emin olun.”
Gençlerin merak ettiği bir diğer soru ise ekonomik çıkmazda olan Türkiye gibi bir ülkede vekil seçilirse neler yapacağı. Söz alan bir genç, iş cinayetlerinden, işsizlerden, Flormar'da işini geri istedikleri için günlerdir fabrika önünde eylem yapan işçilerden örnekler veriyor ve Şık'ın kapitalist düzen içinde vekil olarak nasıl davranacağını merak ediyor:
"Safım sermayenin yanında değil, elbette ki emeğin yanında olacak.”
"Mikrofonu Süleyman Soylu göndermiş!”
Parkta sürpriz bir isim var: Sanatçı Füsun Demirel. Füsun Hanım, Şık'ı ve gençleri gözleri parlayarak dinliyor. Seçim için oldukça heyecanlı ve umutlu. "Nüfusun yarısı onuruyla direnmeye çalışıyor” diyen Demirel, seçimde sandıklara sahip çıkmanın öneminden bahsediyor.
Şık, konuşmalar sırasında aralıklarla mikrofon bozulunca olabildiği kadar sesiyle arka taraflara da ulaşmaya çalışıyor. Mikrofon sıklıkla arıza vermeye başladığında ise kendisinin de yarışacağı İstanbul 2'nci bölgede AKP'nin birinci sıra adayı olan olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da ismini esprili bir şekilde anıyor:
"Sabotaj galiba. Mikrofonu Süleyman Soylu göndermiş!”
Burcu Karakaş / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe