AB'ye insan hakları ihlali suçlaması
3 Haziran 2019Avrupa Birliği'ne (AB) göçmen politikası nedeniyle dava açılması için Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) nezdinde harekete geçildi. Bu konuda UCM'ye başvuruda bulunan bir grup avukatın hazırladığı şikâyet dilekçesi 245 sayfadan oluşuyor. Dilekçede insanlığa karşı suç işlemekle itham edilen AB yetkilileri, Akdeniz üzerinden Avrupa'ya geçmeye çalışan binlerce kişinin ölümünden ve AB vatandaşlarının ödediği vergilerle desteklenen Libya sahil güvenlik ekiplerinin kontrolü altındaki tecavüz ve işkence vakalarından sorumlu tutuluyor.
Avukatlar, AB'nin Akdeniz üzerinden göçe engel olmak için insan haklarını ihlal eden eylemlerde bulunduğunu öne sürüyor. Dilekçede herhangi bir AB yetkilisi doğrudan isim verilerek suçlanmıyor. Ancak avukatlara göre, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron gibi yetkililerin açıklamaları, AB liderlerinin alınan riskin farkında olduğunu ortaya koyuyor.
Diğer suçlamalar
Dilekçede, AB'nin 2014 yılında başlattığı Triton isimli sınır koruma operasyonunun Akdeniz'deki kurtarma operasyonlarının sayısını azalttığı, özellikle de Libya açıklarındaki geniş bir alana erişim kapasitesini azalttığı belirtildi.
Sivil toplum örgütlerine ait kurtarma gemilerine başta İtalya olmak üzere bazı ülkelerce çıkarılan zorluklara da yer verilen dilekçede, yaklaşık 40 bin sığınmacının Libya'da milislerce kontrol edilen ve vahşice suçlar işlenen" kamplara geri gönderildiği ifade edildi.
Yöneltilen suçlamaların mahkemeye taşınabilmesi için söz konusu iddialar hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına UCM savcısı karar verecek. UCM Başsavcısı Fatou Bensouda hâlihazırda Libya'da sığınmacılara karşı işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili delil topluyor.
Savcı cesur davranmaya davet edildi
UCM'ye sunulan son şikâyet dilekçesini hazırlayan avukatlara göre, belgede yer alan ayrıntılar, mahkemeye davanın açılması dışında bir seçenek bırakmıyor.
Daha önce UCM'de çalışan ve dilekçeyi yazan avukatlar arasında olan Juan Branco, "Avrupalı yetkililer, bu engellenmesi için yapılabilecek hiçbir şey olmayan bir trajediymiş ve onların bunda hiç rolü yokmuş gibi davrandılar... Buna karşın biz, bu sözde trajediye onların neden olduğunu çok özenli bir şekilde gösterdik" dedi.
Associated Press'e konuşan Branco, artık topu savcıya attıklarını ve "Brüksel'in, Paris'in, Berlin'in ve Roma'nın canevinde soruşturma yapmaya cesareti olup olmadığını" göreceklerini söyledi.
Branco, "UCM savcısı yapılan müzakere toplantılarının arşivlerine bakmaya cesaret ederse, 14 binden fazla insanın ölümüne neden olan politikaların izlenmesi konusunda sahne arkasında kimin olduğunun" da ortaya çıkacağını savundu.
DW,AP/CÖ,JD
© Deutsche Welle Türkçe