AB'nin Sırbistan kararı
4 Mayıs 2006“Sırbistan Başbakanı Voyislav Koştunitsa, Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi’ne yönelik tutumunu bir hayli değiştirdi. Eski Yugoslavya’nın devlet başkanı Slobadan Miloşeviç’in Lahey’e gönderilmesi söz konusu olduğunda Koştunitsa, önce ayak diremiş ve Miloşeviç’in teslim edilmesini engellemek için elinden geleni yapmıştı.
Miloşeviç’in mahkemeye teslim edilmesinden sonraki süreçte ise Koştunitsa, uluslararası sözleşmelerle Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi ile işbirliği yapacağı konusunda güvence vermişti. Ayrıca 2004 yılından bu yana Belgrad’da kurulan özel bir mahkemede da Sırp ordusu mensupları ve çeşitli savaş suçluları yargılanmaya başlamıştı.
Her ne kadar Savaş Suçluları Mahkemesi’yle ortaklığını sürdürüyor olsa da büyük liderlerin teslim edilmesi söz konusu olunca, Sırp Başbakanı Koştunitsa’nın tutumu değişiyor, çünkü Koştunitsa hükümeti elinde tutmaya uğraşıyor. Koştunitsa’nın azınlık hükümeti, Sosyalistler tarafından da destekleniyor ve bu partinin son seçimlerdeki favori adayının Miloşeviç olduğunu unutmamak lazım.
Sosyalistler dışında, aşırı milliyetçi muhalif kanat da Mladiç ve Karadziç gibi suçluların Lahey’e verilmesine karşı çıkıyor. Bunlara ordu mensupları ve polisler de eklenince aranan savaş suçlularının neden bulunamadıkları daha iyi anlaşılıyordur herhalde. Bu arada AB’nin Sırbistan’la müzakerelerini durdurma kararının ardından Başbakan Yardımcısı Mirolyup Labus da istifa etti ve bu durum Koştunitsa hükümetinin geleceğinin tehlikede olduğunu gösteriyor.
Koştunitsa’nın içinde bulunduğu durumun güçlüğü anlaşılabilr olsa da AB’nin Sırbistan’la müzakereleri kesmesi kararı doğru ve tutarlı. Sırbistan’a verilen ve süresi geçen hafta dolan ültimatom, ilk ültimatom değildi. Ve Sırp hükümeti bu ültimatomun da Mladiç’in teslimine bir adım bile yaklaşmadan sona ermesine göz yumdu.
AB’nin Sırbistan’la müzakereleri kesmesi ciddi bir tehdit değil, ancak Sırbistan’la AB arasındaki mesafeyi uzatıyor. Sırbistan’ın AB’nin taleplerine yanaşmaması Avrupa’nın bir çok yerinde yükselen Birlik’in genişlemesi karşıtı seslerin de artması sonucunu doğuruyor. Sırbistan’ı Brüksel’e taşıyacak tren henüz garı terketmedi, ancak terketmesi yakın.
Bu durum bazı çevrelerin Mladiç ve Karadziç’in Lahey’e gönderilmemesinin sorumluluğunu, tüm Sırp halkına mal etmelerine neden oluyor. Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi yetkilileri ve AB, genelleştirmelerin önüne geçmeye çabalasa da, pek başarılı olamıyor. Sırbistan’ın ekonomik durumu kötü ve birçok genç insan iş bulamadığı için ülkesini terkediyor. Savaş suçlusu Mladiç ve Karadziç’i koruyanlar ise Sırp halkının aleyhine çalışmış oluyor. AB, Sırbistan-Karadağ olmadan yaşayabilir, ama Sırbistan - Karadağ AB olmadan ayakta kalamaz.”