Graham: Bir planımız olmazsa Türkiye Suriye'ye girecektir
15 Şubat 201955'inci Münih Güvenlik Konferansı'nın ilk gününe transatlantik ilişkilerde tırmanan gerilim, ABD Başkanı Donald Trump'ın NATO müttefiklerinin tepkisine yol açan açıklamaları ve Ortadoğu'daki güvenlik politikaları ile ilgili tartışmalar damgasını vurdu.
Konferansın ilk gününde konuşmasıyla dikkatleri üzerine çeken isimlerden biri ABD'li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham oldu.
"Hepimize acı çektirdiler" dediği IŞİD'in Irak ve Suriye'de yenilgiye uğratıldığını söyleyen Graham şimdi bölgede istikrarın sağlanmasına odaklanması gerektiğini aktardı.
Graham, "IŞİD sonrası istikrarı sağlama konusunda bir eylem planımız olmazsa Türkiye Suriye'ye girecektir ve YPG konusunda söylediğini yapacaktır" diye konuştu.
YPG'yi PKK'nın uzantısı olarak gören Türkiye'nin sınırda onların varlığına izin vermeyeceğine dikkat çeken Graham, "Biz bu sorunu çözmek zorundayız, müttefikimiz olan Türkiye'ye bunu borçluyuz" dedi.
"İşte bu nedenle güvenli bölgeye ihtiyacımız var"
Graham aynı zamanda Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG), onları yok edebilecek potansiyele sahip bir savaşla baş başa bırakamayacaklarına dikkat çekti, "Bunu yaparsak gelecekte kim bize güvenerek yardım eder?" sorusunu gündeme taşıdı.
"Bu nedenlerle bir güvenli bölgeye ihtiyacımız var" diyen ABD'li senatör, bu bölgede görev yapacak askerlerin aynı zamanda IŞİD tehdidinin yeniden oluşma ihtimalini de izlemesi gerektiğini anlattı. Graham, "Eğer dikkat etmezsek ABD'nin bölgeden çekilmesinin en büyük kazananı İran olacaktır" diye konuştu.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Graham'in açıklamalarına tepki gösterdi. Fransız bakan ABD'li Graham'a, "Amerikan politikasını anlayamıyorum. İran'a karşı kararlı bir tutum takınıyorsun, peki o zaman Suriye'nin kuzeydoğusunu niye terk ediyorsunuz? Bu bölgedeki olası gelişmelerin İran'ın bölgede varlığını güçlendirebileceğini gayet iyi biliyoruz. Bu tavrınız bir muamma… Gerçekten anlamıyorum" diye konuştu.
NATO Genel Sekreteri: Trump'ın tarzı biraz farklı
Konferansa katılan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de katıldığı panelde uluslararası güvenlik ortamını değerlendirdi, mevcut ortamın "belirsiz ve öngörülemez" olduğunu vurguladı.
Genel Sekreter, söz konusu sorunla baş etmenin "çok yönlü işbirliği, güçlü savunma ve güçlü transatlantik ilişkilerden" geçtiğini ifade etti. Stoltenberg, bugünün ve geleceğin şartlarına uyum sağlanması adına NATO'da reform yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın NATO müttefiklerine karşı tavrına ilişkin Stoltenberg, "Başkan Trump ile her bir araya geldiğimde bana NATO'yu sevdiğini söylüyor. Hatta ittifakı yüzde yüz desteklediğini dile getiriyor. Ama diğer yandan Avrupalı müttefikler ve Kanada'nın savunma harcamalarını artırmalarını gerektiğini ve savunma harcamaları noktasında adil yük paylaşımı olmadığını da söylüyor" diye konuştu.
Stoltenberg, "Trump'ın tarzı diğer başkanlardan biraz farklı" değerlendirmesinde bulundu. Trump'ın NATO hakkındaki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını kaydeden Stoltenberg, bugün "hakikatte ABD ile AB'nin hiç olmadığı kadar fazla işbirliği yaptığını" belirtti.
Rusya'ya çağrı: Silahlarınızı imha edin
Genel Sekreter Stoltenberg, Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'na (INF) ilişkin endişelerinin yeni olmadığını, altı yıl öncesine dayandığını belirtti. Stoltenberg, "Yalnızca ABD değil, birçok Avrupalı müttefikimiz de birbirlerinden bağımsız olarak Rusya'nın anlaşmayı ihlal ettiğini belirlemişlerdir" diye konuştu.
Genel Sekreter, "Eğer bir anlaşmanın tüm tarafları söz konusu anlaşmayı uygulamıyorsa, o zaman bu anlaşmanın güvenlik sağladığı söylenemez" dedi.
Stoltenberg, Moskova'nın geliştirdiği yeni silahların "Münih gibi Avrupa kentlerine ulaşabilecek" bir menzile sahip olduğunu belirtti. "NATO'nun Avrupa'da yeni kara bazlı nükleer silah konuşlandırma gibi bir niyeti yoktur" diye konuşan Stoltenberg, NATO olarak "kayda değer ve etkili bir caydırıcılık sağlayabilmek adına gerekli adımları daima atacaklarını" ifade etti.
ABD'nin anlaşmadan çekilmesine hala altı ay olduğunu hatırlatan Stoltenberg, Rusya'nın önünde "anlaşmayı uygulamak için hala bir fırsat olduğunu" söyledi. Stoltenberg, Moskova'ya bu fırsatı değerlendirmeleri ve "orta menzilli füzelerini sınanabilir biçimde imha etmeleri" çağrısında bulundu.
Almanya'dan diyalog çağrısı
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, "transatlantik yabancılaşma ve Batı’nın bölünmesi çıkarımıza değil" çıkışını yaptı, ABD ile Avrupa arasında güçlü ilişkilerin, güvenlik ve istikrar için önem taşıdığına dikkat çekti.
Almanya'nın milliyetçilik ve popülizme karşı uluslararası alanda işbirliği ile çok taraflı diyaloga önem atfettiğinin altını çizen Maas, silahsızlanma ve silah denetimlerinin güçlendirilmesinin kilit öneme sahip olduğunu kaydetti.
Maas, "Bunun için güven inşa edilmeli, korkular bertaraf edilmeli. 90'lı yıllar bu tür gelişmelerin mümkün olabildiğini bizlere gösterdi. Oysa günümüzde aksi istikamette yol alıyoruz. Bozulan anlaşmalar güvensizliği artırıyor” diye konuştu.
Gereksiz çifte dikiş tartışması
Stoltenberg, Avrupa'da gündemde olan, NATO'dan bağımsız bir AB ordusu kurulması tartışmalarına da değindi. AB ile NATO arasında "eşi benzeri olmayan bir işbirliği" mevcut olduğunun altını çizen Stoltenberg, "AB'nin yeni kabiliyetler geliştirmesi, savunma harcamalarını artırması elbette Avrupalı müttefikler ve NATO için iyi bir gelişmedir. Burada herhangi bir çatışma sözkonusu değildir" dedi.
Genel Sekreter diğer yandan, AB'nin "kollektif savunma sağlama noktasında NATO'nun rolünü üstlenemeyeceğini" vurguladı. "Avrupa'nın birliği, transatlantik birliğin alternatifi olamaz" diye konuşan Stoltenberg, İngiltere'nin AB'den çıkmasının ardından NATO'nun savunma harcamalarının yüzde 80'inin AB üyesi olmayan NATO müttefiklerinden geleceğini de sözlerine ekledi.
Değer Akal, Burak Ünveren/ Münih
© Deutsche Welle Türkçe