1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Eurobonds: Teufelswerk oder Wundermittel?

23 Kasım 2011

Mali krizden çıkış için birçoklarının çözüm olarak gördüğü ‘Euro tahviline’ Almanya karşı çıkıyor. Ancak gözlemciler, euro tahvilinin er ya da geç finans piyasasına arz edileceği görüşünde.

https://p.dw.com/p/13FDw
Fotoğraf: Anja Kaiser - Fotolia.com/DW

Euro Bölgesi'nde ortak devlet tahvili çıkarılması, borç krizinin bacayı sarmasından bu yana en çok tartışılan konular arasında yer alıyor.

Yunanistan, Portekiz, İspanya ve İtalya gibi ülkeler ısrarla istiyor; Almanya, Hollanda, Avusturya ve Finlandiya ise kesinlikle karşı çıkıyor. Euro Bölgesi'nin ortak tahviline 17 euro ülkesi de kefil olacağından bu uygulama en çok zayıf ülkelerin işine yarayacak. Bu durumda kriz ülkelerinin borçlarına güçlü ortakları da omuz verecek ve faiz masrafları düşecek. Euro Bölgesi'nin en güçlü ekonomisi olan Almanya kredi notunu kefalet adına kurban edecek ve borçlanabilmek için daha fazla faiz ödeyecek.

Yükü Almanya omuzlayacak

Münih’teki iktisadî araştırmalar enstitüsü IFO'nun hesaplamalarına göre, euro tahvili Almanya’ya her yıl 33 ila 47 milyar euroluk ek gider yaratıyor. Makroekonomi ve Konjonktür Araştırmaları Enstitüsü’nün başkanı Gustav Horn euro tahvili faizlerinin en çok Almanya’ya yük olacağını söylüyor ve ekliyor:

Sondergipfel Merkel Sarkozy
Angela Merkel ve Nicolas Sarkozy şimdilik euro tahviline karşı çıkıyorlar ama, borç krizini en az zararla atlatmanın tek çaresinin hazine bonolarını tek elde birleştirmek olduğunu savunan ekonomistlerin tezleri de yabana atılacak cinsten değil.Fotoğraf: dapd

 “Euro bonosu faizleri Almanya’nın borç faizlerinin biraz üzerinde olacak. Böylece Almanya, krizden kazançlı çıkan ülke statüsünü kaybedecek.”

Gustav Horn bu sözlerle, borç krizi yüzünden Alman tahvillerini satın almak için başlayan hücumu kastediyor. Horn, “Çünkü etrafımız krizlerle sarılı. Almanya maliye bakanı bu durumdan çok kârlı çıkıyor. Almanya hiç şimdiki kadar ucuza borçlanmamıştı” görüşünü kaydediyor.

Sosyalistlerden Euro tahviline destek

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz da "dehşet tabloları" çizmenin abes olduğunu ve euro tahvilinin bedavaya gelmeyeceğini belirtiyor. Schulz, “Kanaatimce euro tahvili Almanya’ya, kurtarma paketinin sürekli şişirilmesinden ya da euro projesinin iflas etmesinden ucuza gelecektir” diyor.

Euro tahvilinin psikolojik açıdan da en uygun çözüm olacağını söyleyen Avrupa parlamenteri, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“En borçlu ülkelerden talep edilen risk farkı, piyasaların, bu ülkelerin borçlarını azaltabileceğine güvenmemesinden ve nispeten zengin ülkelerin para birliğine samimi olarak inanmadığını düşünmesinden kaynaklanıyor.”

‘Light tahvil ticareti'

Almanya’nın önde gelen iktisatçıları euro tahvilinin, borçlu ülkeleri iflastan kurtarıp piyasaya istikrar kazandıracağı ve Avrupa bünyesindeki entegrasyon sürecinin mantıki bir uzantısı olduğu görüşünde. Temmuz zirvesinde kararlaştırılan istikrar fonunun tahvil alım satımını da içerdiğini belirten IFO Başkanı Hans-Werner Sinn, "light tahvil ticareti" olarak adlandırdığı bu uygulamanın etkileri beklenmeden yeni bir ortak tahvil tartışması başlatmanın doğru olmadığını söylüyor.

"Mavi bono" formülünü salık veren ekonomistler ise borcun sadece Maastricht kriterlerinde öngörülen, Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 60’ı kadarlık kısmının tahville finanse edilmesini, bu oranın üzerindeki borçların ise "kırmızı bono" ile, yani milli kefaletle karşılanmasını öneriyorlar. Bu formülün ardında, borç stokunu makul sınırlar içinde tutmayı teşvik, düşüncesi yatıyor. Bu hesabın yanlış beklentilere dayandığını belirten, Berlin’deki Bilim ve Siyaset Vakfı uzmanı Heribert Dieter, finans piyasası mantığının bu şablona uymadığı görüşünde. Dieter, "Yüzde 60 sınırına kadar olan borçlara daha az faiz ödeneceği, doğrudur. Ama bu sınırın üzerindeki kredilere çok daha fazla risk farkı ödeneceği de unutulmamalı” diyor.

Almanya ve Fransa’nın istikrar paktı kriterlerini gevşek uygulaması, bütçe açığı ve borç stokunun sürekli büyümesine yol açtı. Finans krizi patlak verince de gelişmeler kontrolden çıktı. Örnek ülke Estonya bu yılın başında Euro Bölgesi'ne katılmasaydı, "yakınsama" kriterlerine uyan tek üye Finlandiya olacaktı.

© Deutsche Welle Türkçe

Danhong Zhang / Çeviren: Ahmet Günltay

Editör: Ercan Coşkun