1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'de yaşayan Türkler seçim sürecinde ne kadar etkili?

30 Ekim 2024

ABD'de adaylar lehine ve aleyhine sayısız kampanya yürütülüyor, sınırsız para harcanıyor. Peki ABD'de yaşayan Türkler seçimlerde bir rol oynuyor mu?

https://p.dw.com/p/4mMKo
Televizyondan Donald Trump ve Kamala Harris'i izleyen bir grup
Donald Trump ve Kamala HarrisFotoğraf: Alex Wong/Getty Images

ABD'de başkan adayları Kamala Harris ve Donald Trump'la beraber toplam 2 bin 453 kişinin yarıştığı seçim süreci 5 Kasım Salı günü tamamlanacak. Etnik azınlıklar ve dini cemaatler de Washington'da izlenecek politikalar üzerinde belirleyici olma hedefiyle süreçte etkin olmaya çalışıyor.

Peki Türk toplulukları için durum ne? ABD'de yaşayan Türklerin seçim sürecine katılımı ve Washington'ın politikaları üzerindeki etkisi nasıl?

DW Türkçe'ye ABD'de yaşayan Türk nüfusun seçimlere etkisinin aslında zayıf olduğunu anlatan Asya-Pasifik Araştırmaları Merkezi kıdemli araştırmacısı Dr. Mehmet Yegin'e göre bunda Ankara'nın hatalı tercihleri kadar Türk nüfusun azlığının rolü var:

"Türkler belki biraz New Jersey'de kümelenmiş haldeler ama orada Yunan ve Ermeni nüfus da büyük. Örneğin Türkiye karşıtı olarak bilinen Bob Menendez New Jersey senatörüydü, seçim bölgesindeki Türk nüfus onu etkilemeye yetmiyordu."

Amerikan Nüfus Bürosu'na göre ABD genelinde Türkiye kökenlilerin sayısı 250 binin biraz üzerinde. Buna karşın 1,2 milyon Yunan ve 460 bin Ermeni asıllı Amerikalı bulunuyor.

"Eric Adams vakası adayları ürküttü"

Bu grupların Türkiye'ye F-16 savaş uçağı satışı gibi konularda kendiliğinden harekete geçtiğini ve aleyhte kampanya yürüttüğünü anlatan Yegin, Ankara eliyle yürütülen iletişimin ise dış müdahale olarak algılandığını ifade ediyor:

"Kendi kendine gelişen, tabandan bir hareket olmalı ki meşru görülsün. Örneğin New York Belediye Başkanı… Girilen ilişki sorunluydu ve siyasi kariyerini bitirdi."

New York Belediye Başkanı Eric Adams
New York Belediye Başkanı Eric Adams suçsuz olduğunu savunuyorFotoğraf: Brendan McDermid/REUTERS

New York Belediye Başkanı Eric Adams hakkında Türkiye'den rüşvet aldığı suçlamasıyla geçtiğimiz haftalarda dava açılmıştı. Adams'la ilgili yargılama sürece ABD'de sürüyor.

ABD'de yayıncılık yapan Razi Canikligil de DW Türkçe'ye verdiği demeçte, Eric Adams olayını hatırlatarak "Şu anda bir Türk derneği adaylardan birine 'gel sana para vereyim' dese kabul eden çıkacağını sanmıyorum" dedi.

Kongre'de temsil edilmek önemli

Ankara'nın Washington'daki faaliyetlerini yakından izleyen uzmanlar 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası ilişkilerin koparıldığı Fethullah Gülen bağlantılı derneklere alternatif oluşturulamadığını söylüyor.

Etnik ve dini cemaatlerin Kongre'deki temsilcilerinin doğal ve güçlü bir nüfuz aracı olduğuna dikkat çeken Yegin, "Mehmet Öz, Pensilvanya'dan senatör seçilseydi mesela bunun Türkiye politikalarına etkisi çok büyük olurdu" diyerek kalp cerrahı Mehmet Öz'ün 2022'deki adaylığını hatırlatıyor.

ABD'de televizyon programı yapan Öz, Cumhuriyetçi Parti adına girdiği yarışı 263 bin oy farkıyla kaybetmişti.

Öz'ün iki sene önce yarıştığı Pensilvanya'da bugün Polonya kökenli seçmenler sonucun belirleyicisi olarak görülüyor. ABD'de yaklaşık dokuz milyon Polonyalı yaşıyor. Bu sayıdan da önemlisi ise Wisconsin, Michigan ve Pensilvanya gibi kritik eyaletlerde toplanmış olmaları. Seçiciler Kurulu'nda 10 delegesi bulunan Wisconsin'de Trump geçen yarışı 20 bin oy farkla kaybetmişti. Seçmenin "Hangi başkan Polonya'yı Rusya'dan koruyabilir" sorusuna göre tercihte bulunacağı değerlendiriliyor. Göreve gelirse ilk 24 saatte Ukrayna savaşını bitireceğini söyleyen Trump mı, yoksa Trump'ın Polonya'yı Rusya'ya karşı savunmasız bırakacağını iddia eden Harris mi?

Mehmet Öz
Mehmet ÖzFotoğraf: Bastiaan Slabbers/NurPhoto/picture alliance

Amerikan seçim sisteminde başkanlar doğrudan halk oyu ile değil, her eyaletin farklı sayıda sahip olduğu seçici delegeler tarafından belirleniyor. Bir eyalette sadece bir oy farkla bile olsa kazanan aday tüm delegeleri alıyor.

Demokratlar, Polonyalı seçmeni ikna etmek için üç kısa reklam videosuna 1,2 milyon dolar harcadı.

Türkler kime oy verecek?

Hem Yegin hem de Canikligil, Trump'la birlikte Amerikalı Türklerin ilgisinin Cumhuriyetçi Parti'ye döndüğünü, Türklerin çoğunlukla Trump'a oy vermelerinin beklendiğini söylüyor. Ancak Türkiye kökenlilerin kampanya sürecine organize şekilde katılımları oldukça sınırlı.

ABD'de bireylerin adaylara doğrudan yaptığı bağışların yanı sıra şirketler, sendikalar veya derneklerin diledikleri aday lehine veya aleyhine kampanya yürütebilmelerine olanak sağlayan PAC yani "siyasi eylem komiteleri" adı verilen fonlar bulunuyor.

Federal Seçim Komisyonu (FEC) verilerine göre bu seçim dönemi için "Turkish American Coalition" gibi isimlerle oluşturulmuş, Amerikalı Türklerle bağlantılı aktif beş PAC bulunuyor ancak toplanan para ve donör sayısı oldukça sınırlı. Bu beş komitede çoğu Cumhuriyetçi adaylar için harcanan 146 bin dolar toplandı, paranın neredeyse tamamı iş insanları Eren ve Fatih Özmen'den geldi.

ABD'de Sierra Nevada Corporation (SNC) adlı havacılık şirketinin sahibi olan Özmenler, Türkiye'de de siyasete uzak değil. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun Haziran 2015 seçimleri öncesi tanıttığı "ilk yerli yolcu uçağı" projesi Özmenlere aitti. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Mayıs 2023 seçimlerinde Atatürk Havalimanı'nı Özmen Ailesi'yle uzay çalışmaları merkezine dönüştüreceğini söylemişti.

DW Türkçe söz konusu projeler ve PAC bağışlarıyla ilgili SNC ile iletişime geçti ancak yanıt alamadı.

Dini cemaatlerin etkisi

Washington'a vize almak isteyen adaylar için harcanan toplam para 15,9 milyar doları buldu. Bu rakama katkı verenler arasında dini topluluklar da var. ABD'deki dini cemaatler üzerine çalışmalar yürüten University College London'dan Dr. Katie Gaddini, kürtaj hakkına federal koruma getiren yasanın iptalinde dini grupların etkili olduğunu hatırlatarak kampanyaya aktif şekilde katıldıklarını belirtti.

Kürtaj hakkı Harris'in Trump'a karşı yürüttüğü seçim çalışmasının en önemli başlıklarından biri. Bağış hareketliliğini izleyen OpenSecrets internet sitesinin verilerine göre çeşitli dini topluluklar kürtaj karşıtı adaylara milyonlarca dolar aktardı.

DW Türkçe'nin sorularına verdiği yanıtta Gaddini, İsrail yanlısı grupların faaliyetlerine de değindi:

"Dini organizasyonların fonladığı lobi gruplarının Amerikan politikaları üzerinde etkisi son derece büyük. AIPAC (Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi) bunun bir örneği."

AIPAC'ın bu yıl yaptığı bağış miktarı 42 milyon doların üzerinde, ağırlık Demokrat Parti lehine.

Kamala Harris
Kamala HarrisFotoğraf: Paul Sancya/AP/dpa/picture alliance

İsrail lobisi ve Arap seçmen

"İsrail lobisi her zaman iki partiye de destek verir. Türkiye'den bakınca bu dış müdahale gibi algılanıyor ama Amerikalılar için böyle değil" diyen Yegin, Kongre'de her iki partiden çok sayıda Yahudi siyasetçi bulunduğuna dikkat çekiyor.

Arap seçmenler ise Gazze savaşı nedeniyle Demokrat Parti yönetimine tavır alıyor. Yegin, "Michigan'da Arap asıllı Amerikalılar arasında Trump ve Harris'e destek başa baş. Bu gerçekten tuhaf. Biden'a duyulan öfke nedeniyle seçmenler Trump'a yöneldi" diyor.

PEW Araştırma Merkezi'nin 16-22 Eylül tarihlerinde 9 bin 680 Amerikalı yetişkin ile yaptığı ankette katılımcıların yüzde 31'i İsrail'in Gazze'ye saldırılarının "fazla ileri gittiği" görüşünde. Demokratlar içinde bu oran yüzde 50.

Arap nüfusunun en fazla olduğu Michigan'ın seçici delege sayısı 16. Donald Trump, 2020'de 154 bin oyla kaybettiği Michigan'da Cumartesi günü sahneye Müslüman cemaatinin temsilcileri ile çıkmıştı.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?