ABD, Türkiye ve Irak arasında arabulucu olabilecek mi?
22 Ekim 2016Musul Operasyonu’nun başlamasıyla birlikte tüm gözler savaş sahasına çevrildi. Şu anda IŞİD’in ne kadar direnebileceği; hangi bölgelerde çatışmanın şiddetlendiği; hangi köy ve kasabaların kontrol altına alındığı ön plana çıkıyor. Fakat operasyonun uzun vadeli sonuçlarını dikkate alan karar vericiler Musul’dan sonra ortaya çıkabilecek gerginlikleri önlemek için çaba göstermeye başladılar. Bu çerçevede ABD Savunma Bakanı Ashton Carter cuma günü Ankara’yı ziyaret etti. Carter’ın Ankara’dan sonra Bağdat’a “sürpriz” bir ziyarette bulunması ise bir çeşit ikna turu içinde olduğunun en önemli işareti olarak kabul edilebilir.
Irak ile Türkiye arasında söz düellosu
Türkiye ile Irak arasındaki karşılıklı söz düellosu yumuşama eğilimi göstermiyor. Türkiye’nin Musul Operasyonu’na katılma konusundaki ısrarına önce Irak Başbakanı Haydar El İbadi daha sonra Irak hükümetindeki bazı bakanlar ve şu anda hem askeri hem de siyasi olarak en etkin güç olarak kabul edilen milis liderleri son derece sert yanıtlarla karşılık verdiler. Başlangıçta Başika’daki eğitim kampı üzerinden başlayan tartışma, bir süre sonra işgal suçlaması ya da silahlı çatışma tehdidine kadar dönüştü.
İki ülke arasındaki gerilimin azalması için geçen hafta önce Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan Müsteşarı Ümit Yalçın başkanlığında bir heyet Bağdat’ı ziyaret etse de görüşmeden olumlu bir sonuç çıkmadığı görüldü. Fakat temasın kesilmemesi için Bağdat’tan bir heyetin de Türkiye’yi ziyaret edeceği açıklandı. Tam da bu süreçte Irak hükümeti Türkiye’ye yakınlığı ile bilinen eski Musul Valisi Ethil Nuceyfi hakkında “yabancı ülkeyle iletişime geçerek casusluk yapmak” suçundan hakkında yakalama kararı çıkarttı. Bu durum, Türkiye ile Irak arasında 2011 sonunda yaşanan Tarık Haşimi krizine benzer bir biçimde bir kriz çıkacağı beklentisini güçlendirdi.
ABD'nin tutumunda bir değişiklik var mı?
Amerikan tarafını harekete geçiren neden karşılıklı sert sözlerin ötesinde bir endişeden kaynaklıyor olabilir. Türkiye’nin Fırat Kalkanı Operasyonu’nda ABD’nin tepkisini göze alarak yerel müttefikleriyle bir harekât başlatması Irak’ta da benzer bir sürprizin olabileceği beklentisini doğuruyor. Türkiye’nin bu olası hamlesine Irak hükümetinin yanıt vermemesi ya da verememesi ABD’yi Irak politikasında çözülmesi çok güç bir ikileme sokabilir. ABD’yi harekete geçiren en önemli neden bu olasılık gibi görünüyor.
ABD, Musul Operasyonu’nda Türkiye’nin doğrudan yer alması konusunda son 1 yıldır çekinceli davranıyor. Başika Kampı’nın kamuoyu tarafından bilinir hale gelmesinden kısa bir süre sonra verdiği tepkiyle aslında Türkiye’ye ‘Başika konusunda yanında değilim' mesajı vermeye başlamıştı. Ancak Musul operasyonu tarihi yaklaştıkça Türkiye ile ABD arasındaki fikir ayrılığı iyice su yüzüne çıktı. Her ne kadar iki ülke arasında Musul bir kriz yaratmış olmasa da işbirliği alanının çok da dar olduğu görülüyordu.
Buna rağmen ABD’nin tavrında büyük bir değişiklik olmamasına rağmen söyleminde yumuşama olduğu söylenebilir. 10 gün kadar önce ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama “Musul’a düzenlenecek operasyona kimlerin katılacağına Bağdat’ın karar vereceği” ve " Türkiye’nin Irak’taki uluslararası koalisyonun bir parçası olmadığı” yönündeydi.
Fakat ABD Savunma Bakanı Ashton Carter’ın son ziyaretinde bu söylemin yumuşadığı görülüyor. Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Savunma Bakanı Fikri Işık ile görüşen Carter’in görüşmelerinin Musul Operasyonu merkezli olduğu çok açıktı. Carter, Türkiye’nin Irak’ta rol oynaması konusunda ilkesel bir anlaşmanın olduğunu fakat uygulamalar üzerinde bir anlaşmanın bulunmadığını söyledi. Türkiye'nin Musul Operasyonu konusundaki meşru güvenlik endişelerini anladığını dile getirdi. Ancak, son kararın Iraklılarda olduğunu da belirten Carter Ankara’dan Bağdat’ta geçti.
Bağdat ikna olmuyor
Carter’ın açıklamasının hemen ertesinde adı verilmeyen bir Iraklı yetkili bir anlaşma bulunmadığını ve Türkiye’nin Musul’da bir rolü olmayacağını söyledi. Carter’ın Irak Başbakanı İbadi ile yaptığı toplantıdan sonra yapılan açıklamalar da Irak’ın tavrında bir değişiklik olmadığını gösteriyor. İbadi’nin sözlerinde bir yumuşama seziliyor. Ancak Irak siyasetindeki gerilim ya da hükümetin attığı adımlarda bir değişiklik yok. Bu nedenle Carter’ın girişimi geçici bir süre için söylem düzeyinde bir yumuşamanın ötesinde işe yarayacak gibi görünmüyor. Ancak bu Türkiye’nin Musul Operasyonu’na katılmaktan vazgeçeceği olarak yorumlanmamalı. Tersine, dün IŞİD’in Kerkük’te gerçekleştirdiği saldırı Türk kamuoyunun dikkatinin Musul’a ek olarak Kerkük’e de yönelmesine neden oldu. Kerkük’te PKK’nın fotoğraflarının basına yansıması Türkiye’de tepki yaratırken, Irak konusundaki hassasiyeti daha da körükleyebilir.
Carter’ın girişimi belki de krizden önceki son çıkış noktasıydı. Eğer kamuoyuna yansıyanın ötesinde özel bir anlaşma yoksa Türkiye ve Irak hükümetinin önümüzdeki günlerde çok daha keskin restleşmelere yönelmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
©Deutsche Welle Türkçe
Serhat Erkmen
Doç. Dr. Serhat Erkmen Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Başkanı'dır.