ABD Büyükelçisi Dışişleri’ne çağrıldı
13 Aralık 2019Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1915 yılında Ermenilere yönelik tehcir ve yaşanan ölümleri "soykırım" olarak tanıyan yasa tasarısının ABD Senatosu'nda kabul edilmesi üzerine Türkiye'nin tepkisi sürüyor.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield'in Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldığı ve sözlü nota verildiği bildirildi. Bakan Yardımcısı Sedat Önal'ın Büyükelçi'ye Türkiye'nin karara yönelik tepkisini aktardığı ve "Senato'nun Türkiye karşıtlığının anlamsız ve akıl dışı bulunduğunun" kendisine iletildiği kaydedildi.
Oktay: Arşivlerimiz tarihçilere açık
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da konuyla ilgili açıklamasında Senato‘nun bu kararını kınadıklarını ve reddettiklerini söyledi.
Oktay Twitter hesabından paylaştığı mesajlarda, "ABD Senatosu sözde soykırım tasarısı kararıyla tarihi, yalanlar ile yeniden yazma çabası içine girmiştir. Oysa tarihin gerçek tanıkları senato ya da meclis kararları değil tarih arşivleridir. Tarihi meseleleri siyasi alana çekmeye çalışanlara arşivleri işaret ediyoruz; tüm arşivlerimiz bilim insanlarına ve tarihçilere açıktır" dedi.
Çelik: Temelsiz ve çirkin
AKP sözcüsü Ömer Çelik de bir açıklama yaparak, "kararı hiçbir suretle kabul etmediklerini ve şiddetle kınadıklarını" söyledi.
Çelik, "temelsiz ve çirkin" diye nitelediği kararın "soykırım endüstrisi lobisini memnun etse de tarihi, yalan siyasetine alet ettiğini" ifade etti.
Kararın, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine de engel olacak nitelikte olduğuna işaret eden AKP sözcsü, "Londra'daki NATO Zirvesi'nde, güncel tehditlere karşı liderler düzeyinde sıkı iş birliği kararlılığı ortaya konmuş iken, Senato'da atılan bu adım NATO ittifakı içerisindeki dayanışma ruhuna yönelik de sorumsuzca bir yaklaşımdır" diye konuştu.
Akar: Arşivlere bakın
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da konuyla ilgili olarak, "Arşivlere bakın, tarihi tertemiz bu milletin hiçbir şekilde böyle bir şeyle ilgisinin bulunmadığını herkes görecektir" diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise kararın her türlü tarih bilincinden ve hukuki temelden yoksun olduğu belirtilerek "Bağlayıcılığı ve geçerliliği bulunmamaktadır" denilmişti.
DW/BK,HK,HT
© Deutsche Welle Türkçe