AB iltica reformunu onayladı
11 Nisan 2024Avrupa Parlamentosu (AP) uzun zamandır planlanan iltica ve göç kurallarının sıkılaştırılmasını öngören Göç ve İltica Paktı'nı onayladı.
Çarşamba günü Brüksel'de yapılan oylamada AP üyelerinin çoğunluğu, iltica prosedürlerinin dış sınırlarda da uygulanmasını mümkün kılan ve geri dönüşleri hızlandıran yasa paketini kabul etti.
Yoğun göçün olduğu AB ülkeleri Yunanistan ve İtalya reformu memnuniyetle karşılarken, mülteci ve insan hakları örgütlerinden sert eleştiriler geldi.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban yasa paketini AB'nin "tabutuna çakılmış bir çivi" olarak nitelendirirken, Almanya Başbakanı Olaf Scholz (SPD) "tarihi, vazgeçilmez bir adım" olarak nitelediği reformu övdü.
Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ise Brüksel'de yaptığı açıklamada Ortak Avrupa İltica Sistemi (CEAS) reformuyla birlikte göç sorununa nihayet bir "Avrupa çözümü" bulunduğunu söyledi.
Dış sınırlarda denetim imkanı geliyor
Reform, üye devletlerin sığınma şansı az olan göçmenleri doğrudan, ülkeye giriş yapmadan, dış sınırlardan geldikleri ülkelerine geri gönderilmelerine ya da güvenli üçüncü ülkelere sınır dışı edilmelerine olanak tanıyor. Reform ayrıca sığınmacıların daha iyi kayıt altına alınmalarını da sağlayacak.
Reformun uygulamaya girmesiyle birlikte altı yaşından küçük çocukların da parmak izi ve diğer biyometrik verileri kayıt altına alınacak.
AB ayrıca İtalya, Yunanistan ve Kıbrıs gibi ana varış ülkeleri üzerindeki yükü hafifletmek için zorunlu bir dayanışma mekanizması öngörüyor. Bu bağlamda AB'de yılda en az 30 bin göçmenin yeniden dağıtılması hedefleniyor.
Yeşiller partili Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock özellikle kendi parti tabanlarından reforma yöneltilen eleştirilere karşı X hesabından savunma yaptı.
Baerbock mesajında, reformun Avrupa'ya "insani ve düzenli bağlayıcı kurallar" getireceğini ve bir "dönüm noktası" olduğunu kaydetti.
Alman Yeşiller partisi, çocuklu ailelerin yeni sınır prosedürlerinin dışında tutulması için AB düzeyinde girişimlerde bulunmuştu. Ancak bu konuda başarılı sağlanamadı.
Yunanistan ve İtalya memnun
Yunanistan Göç Bakanı Dimitris Kairidis X hesabında, reformun kabul edildiği günü "tarihi bir gün" olarak tanımladı. İtalya İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi ise yeni düzenlemelerin "mümkün olan en iyi uzlaşma" olduğunu ve İtalya'nın öncelikli ihtiyaçlarını dikkate aldığını açıkladı.
Reforma karşı oy verenler arasında Yeşiller'in yanı sıra sağ ve sol partiler de yer aldı.
Oylama sert tartışmalara ve atışmalara da sahne olurken, sağcı popülistler reformu etkisiz olmakla eleştirdi ve "bir göçmen akınına" yol açacağını savundu.
Macaristan Başbakanı Orban X'te yayınladığı mesajda reformun "Avrupa Birliği'nin tabutuna çakılan bir başka çivi" olduğunu yazdı, "Macaristan kitlesel göç akınına asla boyun eğmeyecek! Göçü durdurmak için Brüksel'de bir değişikliğe ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
Buna karşın özellikle muhafazakârlar, liberaller ve sosyal demokratlar reformu destekledi.
Bu arada Polonya Başbakanı Donald Tusk, reformda öngörülen "Göçmenleri kabul etmeyen ülkelerin para desteği sağlamaları” maddesine itiraz etti. Tusk, göçmenlerin kabul edilmemesi karşılığında yeniden dağıtım ya da ödeme yapılmasının "kesinlikle Polonya'ya uygulanmayacağını" savundu. Polonya'da bir önceki sağ popülist hükümet yeni düzenlemeleri şiddetle eleştiriyordu. Tusk hükümeti de Avrupa yanlısı olmasına rağmen bu siyasi tutumu sürdürüyor.
Reforma neden gereksinim duyuldu?
AB, yoğun göç hareketlerinin başladığı 2015 ve 2016'daki kriz yıllarından bu yana yeni iltica prosedürleri konusunda sert tartışmalara sahne oluyor. Yunanistan ve İtalya gibi AB'nin dış sınır ülkeleri, kendilerine sığınan göçmenlerin Birlik içinde dağıtımı konusunda sıkıntı yaşıyor.
Oylama sığınmacı sayısının yeniden tırmanışa geçtiği bir zamana denk geldi. Avrupa Birliği'nin iltica kurumu geçen yıl 2016'dan bu yana en yüksek rakam olan yaklaşık 1,1 milyon başvuru kaydetti. Kurumdan yapılan açıklamada başvuruların yaklaşık üçte birinin ise Almanya'ya yapıldığı belirtildi.
Karşıtlardan protesto
Parlamentodaki oylama sırasında reform karşıtları protesto gösterisi düzenledi. Genel kurul salonuna giren protestocular "Bu anlaşma öldürür - karşı oy kullanın" şeklinde slogan attı.
160'tan fazla Avrupalı insan hakları ve mülteci örgütünden oluşan geniş bir ittifak, AB'nin anlaşma ile temel sığınma hakkını büyük ölçüde ortadan kaldırdığı uyarısında bulunmuştu.
Almanya merkezli mülteci örgütü Pro Asyl "Avrupa'da mültecilerin korunması açısından tarihi bir dip noktası" yaşandığını ileri sürerken, Uluslararası Af Örgütü daha katı sığınma kurallarının Avrupa'nın dış sınırlarında "daha da büyük insani acılara" yol açacağı eleştirisinde bulundu.
Çocuk koruma örgütü Save the Children, çocuklu göçmen ailelerin "gözaltı, sınır dışı edilme ve kabul edilemez koşullara maruz kalma riskiyle" daha yoğun olarak karşı karşıya kalacaklarını belirtti.
AB, 6-9 Haziran tarihleri arasında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce reformun yasallaşmasını hedefliyor. Ancak yeni iltica kuralları bu yaz yürürlüğe girmeyecek. Üye devletlere reformları uygulamak için iki yıl süre tanınıyor.
dpa,DW/TY,BÖ
DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?