Aşı bulundu, peki bundan sonra?
17 Kasım 2020Alman BioNTech ve Pfizer'ın geliştirdiği COVID-19 aşısının ABD ve Avrupa ülkelerinde ruhsat başvurusu yapması pek çok kişiyi heyecanlandırdı. Ancak ruhsatı alsa dahi, aşının üretimi, çok sayıda ülkeye nakliyesi ve lojistik kaynakların paylaşılması çok ciddi bir küresel seferberlik getirecek. Peki bundan sonra bizleri ne bekliyor?
Onay alma ve üretim süreci
Aşı henüz gerekli kurumlar tarafından onaylanmış değil. Ancak hem Avrupa hem de ABD'de aşının "acil durumlarda kullanımı için" yıl sonuna veya 2021 başına kadar üretim izni alması bekleniyor.
Aşıyı geliştirmede rolü olan BioNTech'in, üretim kapasitesini büyütmek için Pfizer'ın kaynaklarına ihtiyacı var. İlaç şirketi Pfizer, Belçika'nın Puurs kentindeki bir üretim tesislerinde Ekim ayında yüz binlerce doz aşı üretti bile.
Farklı ülkeler de şimdiden dağıtım için şirketlerle anlaştı. Avrupa Birliği bu hafta 300 milyon doz satın almak için bir anlaşma yaptı. Aşı iki doz olarak veriliyor ve AB'nin yaptığı 300 milyon doz aşı anlaşmasının, 150 milyon kişiyi aşılamada yeterli olacağı düşünülüyor. Pfizer, teslimatlara 2020'nin sonundan önce başlamayı beklediğini söylerken 2021 başında yaklaşık 100 milyon doz, 2021 sonunda ise 1 milyardan fazla doz üretilmesini hedefliyor.
Aşının depolanması
Aşının depolanması için -70 santigrat derece sıcaklığa ihtiyaç var. Aksi takdirde aşı çözüldükten sonra 2-8 santigrat derecede yaklaşık beş gün yaşayabiliyor. Piyasadaki mevcut hiçbir aşı için bu tür bir derin dondurucuda saklama gereksinimi yok. Bu da aşının depolanmasını ve nakliyesi işini karmaşıklaştırıyor.
Aslında Pfizer, kendi kısa vadeli çözümünü buldu. Her biri yaklaşık bir çanta büyüklüğünde olan ve 5 bin doz aşı depolayabilen "termal dolaplar" geliştirdi. Bu dolaplardaki aşılar, kuru buzla paketlendiğinde açılmadan yaklaşık 10 gün bozulmadan muhafaza edilebilir.
Termal dolaplarda bile aşının bir aşı merkezine ulaşmak için sadece 10 günü olacak ve bundan sonra eğer eksi 70 derecede saklayabilecek bir yer yoksa, aşının beş gün içinde kullanılması gerekiyor. Eğer eksi 70 derecede saklanabilirse aşı, çözülmeden altı ay dayanabilir. Bu tür bir derin dondurma teknolojisi çoğu hastanede olmamakla birlikte, özellikle düşük gelirli ülkelerde neredeyse hiç yok.
Lojistik sorunlar
Pfizer, Puurs ve Kalamazoo'daki merkezlerinden havalimanlarına günde söz konusu kutularla yaklaşık 7,5 milyon doz taşıyabilmeyi umuyor. Çeşitli lojistik ve teslimat şirketleri de hazırlık aşamasında. UPS, Hollanda ve ABD'de iki soğuk hava deposu kurarken DHL, Indianapolis'te yeni bir soğuk hava deposu tesisi açtı.
Bu dondurucular pahalı da olsa, 10 bin ila 20 bin euro arasında değişen bir fiyatla satın alınabilir. Almanya'nın planı yaklaşık 60 aşılama merkezini bu tür dondurucularla donatmak.
Havacılık şirketleri de aşının dağıtımı için kolları sıvadı. Air Cargo Community'nin CEO'su Joachim von Winning, bu hafta Reuters'a verdiği demeçte havayolu endüstrisinin uçakla aşı teslim etmeye hazırlık yaptığını söyledi.
Yoksul ülkelere ne olacak?
Ancak aşı yarışının başında korkulduğu gibi bu tür kapasiteler neredeyse sadece zengin ülkelerde mevcut. Hindistan'daki Yeni Delhi merkezli Halk Sağlığı Hareketi koordinatörü T. Sundararaman, Bloomberg'e "Bu aşıların çoğunun eksi 70 dereceye ihtiyacı var, biz bunu Hindistan'da yapamayız. Unutalım gitsin" açıklaması yaptı.
Öte yandan BioNTech aşısının standart bir buzdolabında daha uzun süre hayatta kalabilecek başka bir versiyonunu geliştirmeye çalıştığını belirtiyor. Böyle bir durumda bile mevcut lojistik gereksinimler önemli ölçüde değiştirmeyecektir.
Düşük gelirli ülkeler için gerçekçi çözüm, üçüncü faz denemelerinde umut verici sonuçlar veren diğer birçok aşıda yatmakta. Zira birçoğu bu tür bir derin dondurucu depolama teknolojisine ihtiyaç duymayacak.
Ancak kim bilir, belki de aşı beklenildiğinden bile hızla yayılıp dünyanın her yerini etkisi altına alabilir; tıpkı virüs gibi.
Alex Berry
© Deutsche Welle Türkçe