1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ağırlık Asya'ya kayıyor

11 Nisan 2012

Yarının ekonomi devleri şüphesiz Asya’da şekilleniyor. Ama ihracattaki gücünü yeniliklerle koruyan Almanya da geleceğe iyimser bakıyor.

https://p.dw.com/p/14bJU
Fotoğraf: Fotolia/Butch

Almanya uzun süre ihracatta dünya şampiyonluğunu korudu. Ancak iki yıl önce Çin ve ABD, ihracatta Almanya’yı geçtiler. Almanya’daki Toptancılık, Dış Ticaret ve Hizmetler Birliği’nin başkanı Anton Börner, bu durumun kimseyi üzmemesi gerektiğini, aksine Almanların, satış yaptıkları piyasaların ekonomik potansiyelinin büyümesine sevinebileceğini söylüyor.

Börner, "Asya’daki ekonomik patlamadan en kârlı çıkan ülkelerdeniz ve bu büyümenin dümen suyunda biz de büyüyoruz. Avrupa pazar olarak önemini yitirirken, Asya giderek önem kazanıyor. Bu gelişme bugünkü hızıyla devam ettiği takdirde 2040 yılına gelindiğinde Alman ekonomisi için Avrupa ve Asya’nın ağırlığı eşitlenecek. Zira yüksek kaliteli ürünlere ihtiyaç da aynı oranda artıyor. Basitçe durumu şöyle özetleyebilirim: Bir Çinli daha fazla para kazanırsa, Alman malı otomobil satın alma gücü de artmış olacak.” şeklinde konuşuyor.

2012 de rekor yılı olacak

Dünya çapında Alman ürünlerine talep hiç azalmadan sürüyor. Borç krizine ve düşük konjonktüre rağmen Alman ihracatçıların önünde yine bir rekor yılı var. Federal İstatistik Dairesi, olumsuz beklentilerin aksine, ihracatın Ocak’tan Şubat ayına yüzde 1,6 oranında arttığını bildiriyor. Bu trendin gelecek aylarda da devam etmesi bekleniyor. Toptancılık, Dış Ticaret ve Hizmetler Birliği Başkanı Börner, 2012’de Almanya’nın ihracatının yüzde 6 oranında artarak bir trilyon 100 milyar Euro’ya, ithalatın ise yüzde 7’lik bir artışla 965 milyar Euro’ya çıkacağını tahmin ediyor. Bu yıl içinde özellikle tekrar Güneydoğu ve Doğu Asya’da, ayrıca Güney ve Kuzey Amerika’da ve Ortadoğu’da önemli büyüme fırsatı gördüğünü ve Afrika kıtasında da ekonomik büyüme beklendiğini kaydeden Börner, bunun arkasında da, yükselen pazarların borç krizinden etkilenmeyerek geleceğin teknolojilerine yatırım yapmaya devam etmelerinin yattığını vurguluyor.

İhracat devi için daha birçok fırsat var

Sanayileşmenin eşiğinde bulunan ülkelerin ortak noktalarından biri, nüfuslarının hızla artıyor olması. Bu nedenle enerji ve doğal kaynaklar alanında etkin teknolojilere ve ulaşım, inşaat ve telekomünikasyon altyapısına dev yatırımlar kaçınılmaz. Börner, bunun sadece BRIC ülkeleri, yani Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin için söz konusu olmadığını, aynı zamanda aralarında Türkiye, Mısır, Endonezya, İran ve Meksika’nın da bulunduğu ve “Geleceğin 11'i” olarak nitelendirilen ülkeler grubunun da büyük yatırımlara imza attığına dikkat çekiyor. Batı Afrika ve Arap dünyasındaki hammadde zengini ülkelerde de aynı gelişmenin gözlendiğini vurgulayan Anton Börner, Alman ekonomisinin hizmetler sektöründe de tüm bu ülkelere ihracat şansının olduğunu söylüyor.

"Özellikle mühendislik ve enformasyon teknolojileri alanında hizmetler rağbette. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan en başarılı şirketler bu alanlarda." diyen Börner, ancak sanayileşmenin eşiğinde olan ülkelerde bakım ve sağlık branşlarının da giderek daha fazla önem kazanacağını söylüyor ve Alman hastaneciliğinin giderek bütün dünyaya açılmasının bunun bir kanıtı olduğuna dikkat çekiyor.

Anton Börner
Anton BörnerFotoğraf: picture-alliance/dpa

Pazar ülkelerdeki kriz ihracatı azaltıyor

Bu verilerin ışığında, Avrupa’nın Alman ürünlerinin pazarı olma vasfını kaybetmeye başlamasına şaşmamak gerek. Geçen yıl Almanya’nın ihracatında, Avrupa Birliği ülkelerinin payı yüzde 65’ten yüzde 59’a geriledi. Yunanistan'a ihracatta yüzde 13, İtalya’ya ihracatta ise yüzde 10’luk düşüş oldu. Bu da, kemer sıkma politikalarının ve krize bağlı olarak yatırım ve tüketimdeki düşüşün ihracatı nasıl etkileyebildiğini gösteriyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Sabine Kinkartz / Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Ahmet Günaltay