1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

29.06.2009- Basın Özetleri

29 Haziran 2009

İran yönetiminin seçim sonuçlarını protesto gösterileri nedeniyle Batı’ya karşı sertleşmesi, Başkan Obama’nın iklim koruma politikası ve NATO-Rusya Konseyi, bugünkü Alman gazetelerinin yorumladığı başlıca konular.

https://p.dw.com/p/Id31
Fotoğraf: Bilderbox

Neue Osnabrücker Zeitung İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney’in dile getirdiği komplo teorilerinin, fanatik düşünce yapısının siyasi icraatı nasıl kestirilebilir olmaktan çıkarabileceğine emsal teşkil ettiğini yazıyor:

“Ayetullah Hamaney bu kez CIA ve Mossad’ı değil de İngiliz istihbaratını suçluyor. İranlı İngiliz Büyükelçilik mensuplarının tutuklanması, saçma hayal dünyasının bir türlü önlenemeyen ürünüdür. Molla rejimi, bütün kötülükleri şeytanda yani Batı’da aramaya kendini alıştırmış. Birçok İranlı, yalanlarla beslenen bu tutuma artık dayanamıyor, özgürlüğe kavuşmayı ve dikta yönetiminin sona ermesini istiyor. Kitle gösterilerini, kitle tutuklamaları izledi, çok sayıda İranlı öldürüldü. Ayetullahlar şimdi de reformcuların asılmasını istiyor. Başkan Barack Obama, böyle bir rejime diyalog elini uzatmakta her geçen gün biraz daha zorlanacaktır.”

Berlin'in Tagesspiegel gazetesinde ise şu satırları okuyoruz:

“Hamaney sertleşirken, reformcu aday Musevi seçimin tekrarlanması şeklindeki talebinde ısrar ediyor. Dağılmış gibi görünen muhalefetin şans sahibi olabilmesi için, iktidar mücadelesini körükleyen ve seçime kadar Musevi’yi destekleyen eski devlet başkanı Haşemi Rafsancani’nin devreye girmesi gerekir. Ama Rafsancani, 12 Haziran'dan beri konuşmadı. Bazen uzlaşma sağlamaya çalıştığı, bazen de dini lideri devirmek için ruhbanları harekete geçirme gayreti içinde olduğu rivayetleri çıkıyor. Rafsancani olmadan ayaklanma hedefe ulaşamaz. Suskunluğunu sürdürmesi, bu oportünist siyasetçinin rejime açıkça karşı çıkmaktan korktuğunu gösterir.”

Süddeutsche Zeitung gazetesinden aktaracağımız ve NATO-Rusya Konseyi toplantısını konu alan yorumla basın özetlerine devam ediyoruz:

“NATO, bir yıllık suskunluğun ardından Rusya ile yeniden konuşmaya başladı. Gürcistan savaşının ardından siyasi ve pratik işbirliğinin uzun süre bloke edilmesinden, Moskova’ya hiddetlenenler tatmin olmuşa benziyor. Ama bu, Kuzey Atlantik İttifakı’na yaramadı. NATO-Rusya Konseyi’nin şimdi tuttuğu yola çok daha önce girilmiş olması gerekirdi. Moskova ile ilişkilerin düzeltilmesi, Gürcistan’ın Batı’nın çıkarlarına kurban edilmesi anlamına gelmez. Gürcistan’daki statükonun uzun süre korunamayacağını ve değiştirilmesinin de sadece siyaseten mümkün olabileceğini gösterir. NATO önceliklerini doğru saptamalıdır. Geç de olsa bunu başarabilmiştir.”

‘ABD’nin imdat frenine asılıp iklim politikasına çeki düzen vereceği bir yıl önce kimin aklına gelebilirdi?’ Neue Osnabrücker Zeitung gazetesinin bu soruyla başlayan ve sera gazlarının azaltılmasını öngören yasanın Temsilciler Meclisi’nde onaylanmasını konu alan yorumu şöyle devam ediyor:

“Bush döneminde ütopya sayılan iklim politikasındaki değişimi, halefi Obama, Temsilciler Meclisi’nin yardımıyla kısa zamanda başarıyor. Gerçi Senato birtakım engeller çıkaracak. Sera gazı emisyonunun 2020 yılına kadar düşürüleceği oran da Kyoto Protokolü'ndeki hedeflerin gerisinde kalıyor. Ancak ABD’nin sorumluluğuna sahip çıkması, Kanada, Avustralya, Çin, Rusya ve Hindistan’a da örnek olacak. Obama yenilenebilir enerjilerin istihdam yaratacağını kavradı. ABD bu alanda liderliğe yürüyor. Bu, kaynakları eriyen dünyamız açısından hayırlı bir gelişmedir.”

Tageszeitung gazetesinde yer alan ve Almanya’nın ihracatını konu alan yorumla basın özetlerine son veriyoruz:

“Dünya ihracat şampiyonu Almanya, ticari sınırların açılmasından kârlı çıkıyor. Çünkü, ithal edilmesine izin verdiğinden çok daha fazlasını dışarıya satıyor. Geçen yılın 176 milyar euroluk dış ticaret fazlası, küresel dengesizlik problemleri arasında yer alıyor. Çünkü dış ticaret fazlası, işsizliğin ihraç edilmesi demektir. Uzmanlar, işgücü verimliliğinin yüksek olmasından Almanya’nın sorumlu tutulamayacağını söyleseler de, ihracattaki başarının aynı zamanda sistematik ücret dampinginin bir sonucu olduğu da inkâr edilemez.”

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa