Alman basınından özetler...
20 Temmuz 2007Köln Express gazetesi, Rusya ile İngiltere arasında yaşanan gerilimi yorumluyor:
“Dönemin Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, dostu, Rusya lideri Vladimir Putin’i ‚katıksız demokrat’ olarak nitelemişti. Rusya başkanı, gerçekte ‚katıksız bir despot’ olduğunu ortaya koydu. İster Batılı ülkeler, ister Rus muhalifler olsun, Putin ile aynı görüşü paylaşmayanların boynuna ilmek geçiriliyor. Eski KGB ajanı Putin’in sayesinde Soğuk Savaş Moskova’ya tehlikeli bir şekilde geri dönüyor. Kremlin, barış anlaşmalarını rafa kaldırıyor, İngiltere istikametinde bombardıman uçaklarını havalandırıyor. Çar Korkunç Vladimir’in mevcut gerilimlere bundan böyle yenilerini eklememesini ümit ediyoruz. Çünkü Putin’in başkanlığı devretmesine daha 8 ay gibi uzun bir süre var.“
Moskova-Londra hattındaki gerginliğe yorum sayfasında değinen bir başka gazete, Branumschweiger Zeitung:
“İngiltere Başbakanı Gordon Brown, 4 Rus diplomatı sınırdışı ederek hatalı bir karar aldı. Brown, bu adımıyla, Litvinenko cinayetinin bir numaralı zanlısı durumundaki Lugovoi’nin iadesini sağlayabileceğini zannettiyse fena halde yanıldı. İadeye Rus anayasası da izin vermiyor. Rusların milli meselelerdeki hassasiyeti düşünüldüğünde, İngiltere başbakanı Brown da Moskova’nın sert bir karşılık vereceğini hesaplamış olmalı. O halde bu kuru gürültünün ardında yatan asıl hedef neydi? Brown iç siyasi hesaplarla hareket etti, seçmene, ‘bakın Britanya İmparatorluğu için nasıl mücadele ediyorum’ mesajı vermek istedi.”
Halle’de yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung gazetesi, İngiltere yönetiminin Rusya ile gerilimdeki konumunu değerlendiriyor:
“Rusya, uluslararası toplumda daha önemli bir rol üstlenmek istiyor. Doğu Avrupa’ya kurulması planlanan füzesavar sistemine karşı çıkışı, Kosova meselesindeki muhalif tutumu göz önüne alındığında Kremlin’in bu talebi daha da netlik kazanıyor. Rusya, diplomatları sınırdışı etme kararını da akıllıca değerlendirip bundan Londra’yı zararlı çıkardı.”
Düsseldorf’ta çıkan Rheinische Post gazetesi, büyüyen Çin ekonomisinin Almanya’yı geride bırakmak üzere olduğuna işaret ediyor ve “Çin’den korkmalı mıyız” sorusuna yanıt arıyor:
“Çin ekonomisinin büyümesinden Alman tüketici de üretici de faydalanıyor. Alman makina sanayii Çin sayesinde son 40 yılın en iyi dönemini yaşıyor. Ancak yine de Çin’i, ihracat mallarında yapay bir ucuzluk sağlayan para birimini serbest bırakması için baskı uygulamalıyız. Ayrıca Almanlar yeni ürünlerin geliştirilmesi ve yenilikçilik üzerinde daha fazla durmalı. Asıl korkmamız gereken, Çin’in dünya patent şampiyonluğunu devralmasıdır.”