19.02.2008 - Alman basınından özetler
19 Şubat 2008Reklam
“Handelsblatt” gazetesi, Avrupalıların Kosova’ya ilişkin siyasi tavırlarındaki kaosa bakıldığında, AB’nin ortak bir dış politikası olup olmadığından kuşku duyulabileceğini ima ediyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:
“Almanya’nın da aralarında bulunduğu AB’nin dört ülkesi Kosova’nın bağımsızlığını tanıyacağını açıkladı. 6 AB ülkesi ise buna kesinlikle karşı. Çoğunluk suskun duruyor ve ortalığın sakinleşmesini bekliyor. Her zaman olduğu gibi, Avrupalıların bu suskun durumunda ABD’nin sesi daha bir gür çıkıyor. AB şüphesiz Kosova konusunda ortak bir formül bulacak, bu mini devlete milyarlık yatırım yapacak ve durumun iyileşmesini ümit etmekle yetinecek. Ama AB’nin bağımsız ortak bir Balkan politika oluşturma fırsatını tamamen kaçırdığı da ortada.”
Frankfurter Rundschau gazetesinden seçtiğimiz yorumda ise AB’nin Kosova politikaları konusunda çok fazla karamsarlık sergilenmiyor. Gazetenin yorumunda şu görüşlere yer veriliyor: „Kosova konusunda AB ülkelerinin çoğunluğunun birliktelik sergilemesi de başarı anlamına geliyor. Birlik üyeleri arasında görüş farklılıkları var, ancak birliğin eli kolu da bağlı kalmıyor. Bu mini devletin ortaya çıkmasında geçmişe ilişkin düşünülecek nokta şu: Balkanların küçük parçalara bölünmesi gereği, bölgedeki soykırıma bir acil yardım tepkisi olarak gündeme gelmişti, bir reçete çözümü olarak değil! Şimdi ortaya çıkan durumun,bölgedeki halklar arasında barış için siyasi bir çerçeve oluşturması en akılcı çözüm olacaktır, ama bu süreç uzun olacaktır.”
Reutlinger General-Anzeiger gazetesi, Kosova’ya ilişkin yorumunda, Sırp tarafının takındığı tavıra değiniyor. Yorumda şu satırları okuyoruz: ”Sırbistan, Kosova’yı tanıyan tüm devletler ile diplomatik ilişkilerini kesme düşüncesinin peşinde koşuyor. Bu tavır biraz da Çin’in kendi parçası olarak gördüğü Tayvan’ı diplomatik olarak izole etme çabasını çağrıştırıyor. Ne var ki görevine yeni seçilen Sırp Başbakanı Tadiç, böyle bir girişimin siyasi getirisi ve götürüsünün ne olacağını çok itinalı bir biçimde tartması gerekir.”
Basın derlmememizde son olarak “Süddeutsche Zeitung” gazetesinden seçtiğimiz ve Danimarka’da yaşananları mercek altına alan yoruma yer veriyoruz: “Herhangi bir gazetede yer alan bir karikatür, zaten patlama aşamasında olan bir ortamı birdenbire fişekleyebilir. Patlama aşamasında olan bu ortam sadece Kopenhag’da değil, Frankfurt ve Paris gibi tüm Avrupa kentlerinde mevcut. Bütün Avrupa’da sadece göçmen ailelerin çocukları açısından değil, bir çok genç açısından, kökenleri nedeniyle iyi bir iş ve iyi bir gelir için yollar kapalı tutuluyor. Siyasetin önceliği, fırsat eşitliğini sağlamak olmalı. Paris’te olduğu gibi, polisin baskıcı yöntemleri ya da yüksek cezalar sorunları çözemez. Bu çözüm yoluna başvuranlar, sorunu çözmek yerine, patlamaya hazır olanı fişekliyorlar.”
Frankfurter Rundschau gazetesinden seçtiğimiz yorumda ise AB’nin Kosova politikaları konusunda çok fazla karamsarlık sergilenmiyor. Gazetenin yorumunda şu görüşlere yer veriliyor: „Kosova konusunda AB ülkelerinin çoğunluğunun birliktelik sergilemesi de başarı anlamına geliyor. Birlik üyeleri arasında görüş farklılıkları var, ancak birliğin eli kolu da bağlı kalmıyor. Bu mini devletin ortaya çıkmasında geçmişe ilişkin düşünülecek nokta şu: Balkanların küçük parçalara bölünmesi gereği, bölgedeki soykırıma bir acil yardım tepkisi olarak gündeme gelmişti, bir reçete çözümü olarak değil! Şimdi ortaya çıkan durumun,bölgedeki halklar arasında barış için siyasi bir çerçeve oluşturması en akılcı çözüm olacaktır, ama bu süreç uzun olacaktır.”
Reutlinger General-Anzeiger gazetesi, Kosova’ya ilişkin yorumunda, Sırp tarafının takındığı tavıra değiniyor. Yorumda şu satırları okuyoruz: ”Sırbistan, Kosova’yı tanıyan tüm devletler ile diplomatik ilişkilerini kesme düşüncesinin peşinde koşuyor. Bu tavır biraz da Çin’in kendi parçası olarak gördüğü Tayvan’ı diplomatik olarak izole etme çabasını çağrıştırıyor. Ne var ki görevine yeni seçilen Sırp Başbakanı Tadiç, böyle bir girişimin siyasi getirisi ve götürüsünün ne olacağını çok itinalı bir biçimde tartması gerekir.”
Basın derlmememizde son olarak “Süddeutsche Zeitung” gazetesinden seçtiğimiz ve Danimarka’da yaşananları mercek altına alan yoruma yer veriyoruz: “Herhangi bir gazetede yer alan bir karikatür, zaten patlama aşamasında olan bir ortamı birdenbire fişekleyebilir. Patlama aşamasında olan bu ortam sadece Kopenhag’da değil, Frankfurt ve Paris gibi tüm Avrupa kentlerinde mevcut. Bütün Avrupa’da sadece göçmen ailelerin çocukları açısından değil, bir çok genç açısından, kökenleri nedeniyle iyi bir iş ve iyi bir gelir için yollar kapalı tutuluyor. Siyasetin önceliği, fırsat eşitliğini sağlamak olmalı. Paris’te olduğu gibi, polisin baskıcı yöntemleri ya da yüksek cezalar sorunları çözemez. Bu çözüm yoluna başvuranlar, sorunu çözmek yerine, patlamaya hazır olanı fişekliyorlar.”
Reklam