1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

14 Kasım 2012

Suriye’de muhalefetin birleşme süreci, CIA Başkanı Petraeus’un istifasıyla ilgili tartışmalar ve Yunanistan krizi, bugünkü Avrupa basınında öne çıkan yorum konuları arasında.

https://p.dw.com/p/16j2C
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Fransız Le Monde gazetesi, Suriyeli muhalefetin Katar'da yapılan toplantıda açıkladığı ittifak planlarını ele alıyor:

“Suriyeli muhalefet sonunda organize olmaya başladı. Oluşturulan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nun başkanlığına ılımlı bir Müslüman, Şeyh Ahmed el-Hatib getirildi. El-Hatib, her tür mezhepçiliği reddeden tutumuyla tanınıyor. Oluşturulan koalisyonun kısa sürede uluslararası toplumun geniş kesimi tarafından tanınması bekleniyor. Çünkü Katar'ın başkenti Doha'daki toplantı, Batı ve Arap ülkelerine yükümlülük getirmiş oldu. Artık Suriye'deki direnişe çok daha güçlü destek vermeleri gerekiyor. Kim bilir, belki şimdiye kadar Esad rejiminin arkasında duran Rusya ve Çin de şimdi harekete geçerek Esad'ın istifasını sağlama fırsatı bulur. Bu, herkesin çıkarına olur.”

Hollanda'dan de Volkskrant gazetesi ise El-Hatib'in işinin zor olduğu görüşünde:

“El-Hatib muhalefet içindeki herkesçe malum bölünmüşlüğü gidermek; Hrıstiyanları, Alevileri, köktendincileri, liberalleri, komünistleri, İslamcıları, Kürtleri, Ermenileri ve diğer alt grupları bir cephede birleştirmek zorunda. Esad sonrası dönem için bir geçiş hükümeti hazırlanması ve uluslararası malî desteğin güvence altına alınması gerekiyor. El-Hatib, şimdiye kadar kendi bileğinin gücüyle Esad'a karşı savaşan çeşitli birlikleri tek bir komuta altına toplamayı denemek zorunda. Pasifist olarak tanınan biri için zor bir iş. Sevecen bir imamın bunu başarıp başaramayacağı, büyük ölçüde Batı'nın verdiği sözleri tutmasına, yeni koalisyona gerekli kaynakları sağlamasına bağlı.”

Avusturya'dan Der Standard gazetesi, CIA Başkanı David Petraeus’un evlilik dışı ilişkisi nedeniyle istifasının arkasındaki soru işaretlerini irdeliyor:

“Bu hikaye içindeki rastlantıların gerçekten de tesadüf olmadığına inanmak için sadece Petraeus’un mesleğini göz önünde bulundurmak yeterli. İkinci nokta ise zamanlama. FBI’ın aylardır soruşturduğu olay niye başkanlık seçimlerinden sadece birkaç gün sonra kamuoyuna duyuruldu? Ve üçüncüsü: Bu işte kimin çıkarı var? CIA Başkanı ile NATO'nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı'na getirilmesi planlanan John Allen’ın devredışı bırakılması kimin çıkarına? Bu soruların hiçbiri şimdiye kadar yanıtlanamadı. Kesin olan şu: Petraeus ne Beyaz Saray ne de CIA içinde sevilen biriydi. Cumhuriyetçi partili Petraeus’un 2016 başkanlık seçimleri için şansı olabileceği düşünülüyordu. Artık her şey bitti. Çünkü ABD'nin baş istihbaratçısı, IP adresini, internette bıraktığı izleri silemedi ya da silmek istemedi.”

İspanyol El Pais gazetesi ise iflasın eşiğindeki Yunanistan'ın hâlâ yoğun bakımdan çıkamadığı değerlendirmesinde bulunuyor:

“Faiz oranlarının düşürülmesi ve bütçe hedeflerine ulaşabilmesi için Yunan hükümetine daha fazla zaman tanınması… Bunlar Euro Bölgesi maliye bakanlarının Yunanistan'a gayriresmi yoldan vermek istediği tavizler. Bu sonuç, kötünün iyisi aslında. Çünkü Yunanistan'ı yoğun bakımda bırakmak, Euro Bölgesi'nden çıkartmaktan daha iyi. Yunan ekonomisindeki tüm zayıflıklara rağmen bu kür, ilk etkilerini göstermeye başladı. Devlet, faiz dışı bütçe fazlası vermeyi başardı, faiz ödemeleri dışarıda tutulduğunda, harcadığından fazla para toplamış oldu. Ama muhtemelen günün birinde Atina'nın borçlarının bir kısmının zaten silinmesi gerekecek.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ercan Coşkun