Alman seçim gözlemcileri hem endişeli hem iyimser
20 Nisan 2023Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM) Türkiye seçimlerini izleyecek seçim gözlem heyetinin başkanı Frank Schwabe ve heyet üyesi Derya Türk-Nachbaur, Federal Meclis'te düzenledikleri basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladılar.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) iki milletvekili, 14 Mayıs seçimlerini "tarihi" ve "önemli bir dönüm noktası" olarak nitelendirdiler.
Her iki milletvekili, Türk siyasetçilerine kutuplaşmanın tırmandırılmaması çağrısını yaparken Türkiye'deki sivil toplumun çok güçlü olduğunu, halkın siyasi iradesinin sandıklara yansıması için gereken çabayı sergileyeceklerine de güvenlerinin tam olduğunu söylediler.
Schwabe: Türkiye şaşırtıcı boyutta dirençli
Türkiye'nin AKPM tarafından demokrasi, insan hakları ve hukuk devletindeki gerileme nedeniyle denetim sürecine alındığını hatırlatan Schwabe, seçimleri de bu nedenle izlediklerinin altını çizdi.
"Seçimlerin adil olmayacağı konusunda bir endişeniz var mı?" sorusunu yanıtlayan Schwabe, seçim öncesi misyon kapsamında Nisan'ın ikinci haftasında Türkiye'ye gittiklerini, yaptıkları temaslar sonrasında kendilerine iletilenler ve yaptıkları gözlemler ile ilgili olarak da 14 Nisan'da bir açıklama yayımladıklarını hatırlattı.
Bu açıklamaya atıfta bulunan Schwabe, "Seçimlerin zor bir ortamda yapılıyor olduğu çok açık" dedi. Türkiye'deki koşulların, Avrupa Konseyi üyesi bir ülkede demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti alanında olması gereken standartları yansıtmadığını söyleyen Frank Schwabe, "Öte yanda şunu da gözlemledik: Zor koşullara rağmen Türkiye şaşırtıcı boyutta dirençli" diye konuştu.
"YSK'ya net bir şekilde ilettik"
Türkiye'deki sivil toplumun çok aktif olduğunu, seçim günü sandıklarda verilen oyların sonuçlara düzgün bir şekilde yansımasında önemli bir rol oynayacaklarına da güven duyduklarını söyleyen Schwabe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama şunu da ifade etmek durumundayım. Görüşmelerimizde bir çok muhatabımız, oy farkı çok az olduğu takdirde, iktidardaki partinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üzerindeki nüfuzunu kullanma olasılığına ilişkin endişelerini dile getirdiler. Bu nedenle YSK ile görüşmemizde bu konularla ilgili çetin, kapsamlı görüşmeler yaptık, onlara buna büyük bir dikkatle bakacağımızı söyledik… Belirli mekanizmalar var çünkü, oylar geldiğinde partilerin de artık bu oyları kontrol etme imkanları var. Bizler ayrıca YSK'ya, İstanbul belediye seçimlerine benzer bir durumun yaşanmaması gerektiğini net bir şekilde ilettik. Özetle hem bazı endişelerimiz var hem de aynı zamanda iyimseriz…"
Uluslararası topluma kritik çağrı
SPD milletvekili Schwabe, Türkiye'de kendilerine seçim sonuçlarının iktidar partisi tarafından kabul edilmeyeceği endişesinin de iletildiğini söylerken, bu nedenle 14 Nisan açıklamalarında uluslararası topluma gelişmeleri yakından izleme çağrısı yaptıklarını aktardı.
Schwabe, "Belirli gelişmeler yaşandığı takdirde, Türkiye'deki aktörlerin dışarıdan gelişmelerin çok iyi izlendiğini anlamaları bakımından zamanlıca açıklamalar yapılması, seçim sonuçlarının tanınması ya da tanınmaması, gerektiği takdirde de itidal çağrısı yapılması önem taşıyor” dedi.
Kutuplaşmanın tırmanabileceği endişesi
Schwabe'ye, Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevi olduğunu söylediği ve artık kimlik siyasetine son verilmesi gerektiği yönünde çağrı yaptığı videosunun ardından AKP'ye yakınlığı ile bilinen isimler tarafından hedef gösterilmesi de soruldu.
Schwabe, "14 Nisan'daki açıklamanızda Türk makamlarına kutuplaşmanın azaltılması çağrısı yapmıştınız. Kılıçdaroğlu son videosu nedeniyle hedef alındı… Çağrınızın ciddiye alındığını düşünüyor musunuz? Gerilimin daha da tırmanabileceği konusunda endişeli misiniz?" sorusunu yanıtlarken, Türkiye'de artık demokrasilerde çok olağan olan "ortak platformlarda tartışma" imkanının kalmamış olduğuna dikkat çekti.
SPD milletvekili, "Ne yazık ki kutuplaşmanın seçim kampanyalarının ısındığı evrelerde bu şekilde tırmanıyor olması şaşırtmıyor. Üstelik daha o evreye geçmedik bile, daha Ramazan… Ve evet endişe mevcut, ama bunu değiştirmek bizim elimizde değil… Ama bütün bunlar, Türkiye'de demokratik seçimler için gerekli koşullara katkı sağlamıyor."
Türk-Nachbaur: Türkiye çok tecrübeli
Derya Türk-Nachbaur ise konuşmasında öncelikle Türkiye kökenli bir milletvekili olarak Türkiye için tarihi öneme sahip seçimleri gözlemleyecek heyette yer almanın kendisi için çok özel olduğunu belirtti.
Seçimlerin demokrasinin güvencesi olduğuna, bu nedenle Türkiye'deki seçimlerin düzgün yapılmasının büyük önem taşıdığına vurgu yapan SPD'li milletvekili, "Türkiye halkının siyasi iradesinin güvence altına alınmasına büyük önem verdiklerini" kaydetti.
Türkiye'deki siyasal partilerin seçimler konusundaki tecrübesine dikkat çekerek süreçle ilgili iyimser olduklarını söyleyen Türk-Nachbaur, "Hepimiz insanların İstanbul seçimlerinde oy çuvallarına nasıl sahip çıktıklarını, çuvalların üzerinde uyudukları görüntüleri çok iyi hatırlıyoruz. Bir kez daha benzer görüntülere tanıklık etmeyeceğimizi, yine oy pusulaları üzerinde uyumak zorunda kalınmamasını umuyoruz" dedi.
İtidal ve sağduyu çağrısı
Tırmanan kutuplaşmayı yakından izlediklerini anlatan SPD milletvekili, tansiyonu tırmandıran söylemlerden kaçınılmasını arzu ettiklerini söylerken şunları kaydetti:
"Seçimler, Türkiye'nin geleceğini belirleyecek öneme sahip, bu nedenle tarihi nitelikte. İtidal ve sağduyu büyük önem taşıyor. Türk makamlarına da kullanılan dile, ifadelere dikkat ve özen gösterilmesi çağrımızı tekrarlamak istiyoruz."
Deprem bölgesi odakta olacak
Basın toplantısında deprem bölgesinde kurulacak sandıklar ile ilgili endişeler de dile getirildi.
Milletvekili Türk-Nachbaur, kendi ailesinin depremin merkez üssü olan ve büyük yıkıma uğrayan Kahramanmaraş'tan geldiğini anlattı, bu nedenle seçim gözlem çalışmaları kapsamında bölgeye giderek incelemelerde bulunmak istediğini kaydetti.
"Böylelikle depremden etkilenen bölgelerde insanların seçme hakkını nasıl kullandıklarına ilişkin de gözlemlerde bulunmak istiyorum" diyen Derya Türk-Nachbaur, özellikle muhalefetin deprem bölgesinde kimi zorluklarla karşı karşıya bulunduğu yönünde kendilerine bilgiler geldiğini aktardı, "Biz her şeyin yolunda gitmesini umuyoruz. Gözümüz bu bölgelerde olacak, bu bölge insanlarının seçme hakkını kullanıp kullanamayacağına bakacağız" diye konuştu.
Derya Türk-Nachbaur ayrıca Türkiye'den çok sayıda üniversite öğrencisinin kendisine seçimlerle ilgili duydukları endişeleri ilettiklerini açıklarken, "Bildiğiniz gibi Türkiye'deki üniversitelerde yeniden yüz yüze eğitime başlama kararı alındı. Gençler bana üniversitelerinin olduğu kentlere gitmek zorunda olduklarını, şimdi yeniden oy kullanmak için ailelerinin olduğu ya da kayıtlı oldukları yerlere dönmenin ise maliyetli olacağını iletiyorlar" dedi.
Usülsüzlük endişesi
Frank Schwabe ise muhalefetin deprem bölgesindeki seçimlerle ilgili olarak kendilerine endişelerini ilettiklerini anlatırken, bu bölgeye özel bir dikkatle odaklanılacağının altını çizdi.
Aynı zamanda SPD'nin İnsan Hakları Sözcüsü olan Schwabe, "Pek çok soruya yanıt aranacak. Kimler oy kullanabilecek? Depremde hayatını kaybetmiş olanların yerine birilerinin oy kullanmadığını nasıl denetleyebileceğiz? Bu sorulara bakılacak" dedi.
Yoğun gözlem takvimi
AKPM, Türkiye seçimlerini bugüne kadar oluşturulan en büyük seçim gözlem heyetlerinden biriyle izliyor.
AKPM seçim gözlem heyetini farklı ülkelerden 42 milletvekili oluşturuyor. Heyet 11 Mayıs Perşembe günü Türkiye'de olacak. Cuma ve Cumartesi günü siyasi partilerin adayları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, basın kuruluşlarından gazetecilerle bir araya gelecek olan heyet ayrıca AGİT'in uzman seçim gözlemcileriyle görüşmeler yürütecek.
14 Mayıs Pazar günü ise heyet Türkiye'nin farklı bölgelerinde ikişer kişiden oluşan 21 ekiple seçimleri izleyecek. Gözlemlerini de Pazartesi günü, AGİT seçim gözlem heyeti ile Türkiye saatiyle 15.00'te düzenlenecek ortak basın toplantısında kamuoyu ile paylaşacaklar.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalması durumunda da heyet yine Türkiye'ye seyahat edecek.Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) da yaklaşık 400 kişilik bir ekiple seçimleri izliyor. Bunlar arasında hem milletvekilleri hem de AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi'nin (ODIHR) uzmanları yer alıyor.
DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?