Avrupa basınından özetler
12 Kasım 2012Amsterdam'dan “de Volkskrant” gazetesi, Suriye’de muhaliflerin içinde bulunduğu durumu ele alıyor:
“Suriyeli muhalefet son derece bölünmüş durumda. Güçleri birleştirme becerisine sahip olmamaları, Batı’nın onlara para ve silah yardımı yapmasının önünde engel oluşturuyor. Üyeleri on yıllardır Suriye’ye ayak basmamış olan Suriye Ulusal Konseyi, muhalifler ve asilerde güven uyandırmıyor. Konsey üyeleri, Esad rejiminden çok birbirlerine karşı savaşmakla suçlanıyor. Kürtler, Hrıstiyanlar ya da Aleviler Suriye Ulusal Konseyi içinde neredeyse hiç temsil edilmiyor. ABD de Konsey’i artık Suriyeli muhalefetin meşru temsilcisi olarak görmüyor. Muhalefetin önde gelen isimlerinden Riyad Seyf’in fikir babalığını yaptığı, ABD ve Körfez Ülkeleri’nin desteğiyle oluşturulan yeni Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu daha etkin olabilecek mi, zaman gösterecek.”
İspanya’nın Barcelona kentinden El Periodico gazetesi, Mitt Romney’nin Amerikan başkanlık seçimlerindeki yenilgisinin ardından Cumhuriyetçilerin durumunu irdeliyor yorumunda:
“ABD, farklı etnik köken, din ve kültürlerden oluşan bir mozaik. Cumhuriyetçiler bu gerçekliği hâlâ kabullenemedi. Yeni Kongre’de Cumhuriyetçi milletvekillerinin yüzde 90’ını beyazlar ve erkekler oluşturacak. Mitt Romney’nin partisi çeşitliliği yenilgi olarak görüyor. Halbuki beyazların ve Hrıstiyanların Amerikası artık sadece bir hayal. ABD'deki demografik değişim tek bir şeyi geriletti: O da Cumhuriyetçi Parti. Başkanlık seçimlerinin sonucu, yeni gerçekliklere ayak uyduranın sadece Demokratlar olduğunu ortaya koydu.”
İtalyan Corriere della Sera gazetesinin yorumu ise Euro krizi döneminde Avrupa’nın dünyadaki konumu ile ilgili:
“Dünyadaki yaklaşık 200 ülke arasında Euro Avrupası en garip yaratık. Oldukça büyük, dünyada hâlâ bir yeri var ama aynı zamanda anlamsız, saçma bir oluşum. Onu birleştiren tek şey, münferit üye ülkelerin kontrolü altındaki ortak para birimi. Buraya kadarı iyi hoş ama ortak para birimine sahip olmak yeterli değil. Peki ilacı? Pek çoklarına göre tek çözüm federal bir Avrupa’dan geçiyor. Ama bu ilaca ulaşmak imkânsız da olabilir. Federal bir devlet, ortak bir dil gerektirir. Gerçekte mevcut federal devletlerin hepsi, birbirini anlayan, birbiriyle konuşan üye ve gruplardan oluşur. Diğer yandan bu garip yaratık, dünyadaki en savunmasız oluşum. Diğer tüm devletler, hayatî çıkarları tehdit altındaysa kendini gümrükler ve katı sınır kontrolleriyle savunur. Euro Avrupası ise korumasız, savunmasız. Sanki intihara mahkûmmuş gibi.”
Fransız Libération gazetesi ise Euro krizi çerçevesinde Almanya’nın katı tasarruf taleplerini eleştirerek Alman-Fransız ilişkilerini mercek altına alıyor:
“Alman politikacıların resmî huzursuzluğu, hiçbir şekilde gevşetilemeyen katı düşüncelere dayanıyor. Bütçe açıklarının sınırlandırılmasına yönelik Altın Kural da AB Malî Paktı'nda öngörülen ağır yaptırım araçları da onu yumuşatamaz. Almanya, malî politikalarla ilgili prensiplerine ve ortak para birimi Euro ile ilgili neredeyse fetişist düşüncelerine sıkı sıkıya bağlı. Almanya ve Fransa arasındaki kuşkuculuk büyük bir sorun olma yolunda. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Almanya’nın çekincelerini hafife almaz ve İngiltere’nin entrikalarından korunursa iyi eder. Fransa’nın durumu kötü ve ülkemiz kendi başına krizden çıkamaz. Paris ve Berlin, krizin Euro’yu ve ekonomik büyümeyi silip süpürmemesini ancak birlikte önleyebilir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Ercan Coşkun