Avrupa basınından özetler
8 Şubat 2012Fransız Paris-Normandie adlı gazete, Yunanistan’ın geldiği noktada Euro Bölgesi’nden çıkartılmasının artık birçokları tarafından reel bir olasılık olarak görüldüğünü belirtiyor:
“Bu noktada söz konusu olan gerçekten de Yunanistan’ın geleceğinden ziyade, tam bir çıkmazın ortasında bulanan Euro Bölgesi’nin geleceğidir. Yarın öbür gün Portekiz ve İtalya’ya da destek vermek zorunda kalması riskiyle Yunanistan’a malî yardımlar devam mı ettirilmelidir, yoksa Euro Bölgesi'nin parçalanmasını riske atarak Yunanistan kapı dışarı mı edilmelidir? Bu konudaki karar beklenirken, Atina’nın vesayet altına alınmak istenmesiyle Yunanistan’ın boynundaki ilmik gittikçe sıkılaşıyor. Ümit edelim, bu adım, Yunan halkı için bardağı taşıran son damla olmasın!”
Hollanda gazetesi de Volkskrant, aynı konudaki yorumunda, Avrupa’nın kuzey ve güney ülkelerindeki üretim verimliliğinin birbirinden farklı olmasının Euro Bölgesi’nin temel sorununu oluşturduğuna dikkat çekiyor ve yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
“Euro’nun oluşturulma aşamasındaki bu imal hatası, krizde Kuzey Avrupa’yı da sorumlu kılıyor. Haklı olarak Yunanistan’dan konuya şimdiye kadar olandan daha enerjik bir biçimde yaklaşması talep ediliyor. Ama Kuzey Avrupa’dan da daha fazla dayanışma beklenir. Krizin faturası, kuzey komşularından çok daha yoksul durumdaki Yunan halkına tek taraflı olarak çıkartılmamalıdır.”
Sol liberal İspanyol gazetesi El Pais, öneriler getirme ve engelleri aşma konularında Almanya ile Fransa’nın AB’nin lokomotif güçleri olarak görüldüklerini, ancak lokomotifin çekme gücü ile buharlı silindirin ezme gücü arasında büyük fark olduğunu hatırlatıyor ve “Merkozy” çiftinin, bu çizgiyi -ağır sonuçları olacak şekilde- çoğu kez aştığını belirtiyor. Yorumun devamını okuyoruz:
“Berlin de Paris de AB kurumlarına olan saygılarını yitirmemelidir. Eğer AB yeni yetkilerle donatılacaksa, bunun için demokratik kontrol mekanizmaları oluşturulmalıdır. Ancak açıklanan kimi hedefler, örneğin Yunanistan için bir AB tasarruf komiseri önerisi, konunun üzerine buharlı silindirle gidilmesi anlamı taşır. Bununla da uzlaşıya değil, sadece başkaldırıya meydan verilmiş olur.”
Sağ liberal İtalyan gazetesi Corriere della Sera, Suriye’deki kanlı çatışmalara ilişkin yorumunda, İtalya’nın ve diğer Avrupa ülkelerinin, Arap Körfez ülkelerinin, ABD’nin diplomatik temsilcilerini Şam’dan çekmekte olduklarını hatta AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın bile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın gitme zamanının geldiğini beyan ettiğini anımsatıyor. Yorum şu satırlarla noktalanıyor:
“Ancak bunların hiçbiri mevcut gerçeği değiştiremez: Batılı ülkeler ile Arap Birliği, Rusya ve Çin’in BM Güvenlik Konseyi’ndeki Suriye’ye ilişkin kararı veto etmeleri ile Suriye’de günbegün düzenlenen katliamlar karşısında bugüne kadar hiç olmadığı kadar acizlik içindeler.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Çelik Akpınar
Editör: Ercan Coşkun