Avrupa basınından özetler
7 Kasım 2013Liberal Danimarka gazetesi Politiken, ABD'deki yerel seçim sonucuna ilişkin yorumunda “Karanlıkta bir umut ışığı” başlığını kullanıyor:
“Kongre’de aylarca süren kaosun ardından ABD’de düzenlenen yerel seçimlerden yeni bazı sonuçlar çıkartmanın cazibesine kaptırıyoruz kendimizi. Örneğin hem çılgınca, hem de yıkıcı bir siyasî rota izleyen Çay Partisi hareketine (Tea-Party) ‘güle güle’ yazısı yazmak muhteşem bir duygu. Bütçe sorunları ve Kongre'de sergilenen parlamentarizm sirki çerçevesinde karanlığa küçük bir umut ışığı düşmüş gibi. Ayrıca salı günü düzenlenen yerel seçim sonuçları da epeyce umut ışığı verdi. Burada yöneltilmesi gereken asıl soru ise bundan hangi sonuçların çıkartılabileceğidir.”
Hollanda gazetesi NRC Handelsblad ise Demokrat Parti’nin sol kanadından Bill de Blasio’nun New York belediye başkanlığına seçilmesine ilişkin yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
“De Blasio ile ailesi, birçok New Yorklu'nun onlarda görmeyi arzuladığı hoşgörülü olma, cömertlik ve liberallik gibi özellikleri âdeta kişiselleştirmişler. Örneğin De Blasio kendisinin solcu olarak nitelendirilmesinden kaygı duymuyor. Bu da onun Amerikan siyasetinde istisnaî bir politikacı olarak algılanmasına sebep oluyor. Hiç çekinmeden Avrupa'daki sosyal demokrasi geleneğini kendine örnek aldığını söyleyebiliyor ve toplumsal refahın daha adil bir biçimde paylaştırılmasından yana tavır alıyor. Ne var ki Bill de Blasio’nun New York’a gerçekten yeni bir çehre kazandıracak hareket serbestisi olup olmadığı kestirilemiyor. Önceki Belediye Başkanı Bloomberg’ün başlattığı çok sayıdaki yeni inşaat projesine sil baştan başlanması mümkün değil. Vergileri yükseltmesi de olanaklı görünmüyor, çünkü bu konu New York eyaletinin sorumluluğunda. Ancak New York’ta daha liberal bir havanın esmesi hedefine pekâlâ ulaşabilir.”
İsviçre gazetesi Neue Zürcher Zeitung ise yorumunda New Jersey Eyaleti'ne Vali seçilen ve 2016 yılında yapılacak başkanlık seçimlerinde de aday olması muhtemel Chris Christie’nin büyük bir siyasî hamle arifesinde bulunduğuna işaret ediyor:
“Önceleri Çay Partisi (Tea-Party) hareketinin en sevilen politikacılarından sayılan Cumhuriyetçi Chris Christie şu sıralarda artık partisi içindeki beton kafalarla arasına epeyce mesafe koymuş durumda. Bu gelişmeler ışığında parti ideolojini harfiyen uygulamanın, seçim kazanmaktan daha önemli olduğu görüşünü savunan cumhuriyetçilerin radikal kanadı nihayet aklını başına toplar mı, bilinmez. Ne de olsa Vali Christie uzlaşmacı olmanın günah değil, siyasî getirisi olan bir tavır olduğunu New Jersey’de bizzat sergiledi. Bu siyasî tavrıyla Christie, Cumhuriyetçi Parti’nin 2016’da yapılacak başkanlık seçimlerinde otomatikman favori adaylar arasına girmiş oldu.”
İngiliz The Times gazetesi de aynı konudaki yorumunda, Vali Christie’nin başkanlığa doğru ilerlediği görüşünü savunuyor:
“New Jersey'deki Chris Christie, Cumhuriyetçi Parti’nin aradığı türden bir siyasetçi. Christi’nin burada aldığı seçim zaferinden sonra şimdi partisi içindeki rotayı belirlemenin ve böylece parti liderliğinin ve başkanlık adaylığının da yolunu açmış oluyor. Christie iki hafta içerisinde Cumhuriyetçi Valiler Birliği adlı kuruluşun başkanlığına da getirilecek. Kongre içinden partiye iyi bir yönetim kadrosunun gelmesi beklenmediği için bu meseleye Cumhuriyetçi valiler el atmak zorunda kalacaklar. Vali Christie ise New Jersey’de iyi sonuç veren formülü tüm ülkeye yayabilir. Chris Christie’den geleceğin (ABD) başkanı olur mu? Amerikan halkının başına bundan daha kötüsü de gelebilirdi!”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen Çelik Akpınar
Editör: Başak Özay