Alman basınından özetler

Birinci Dünya Savaşı'nın 100'üncü yılı nedeniyle Belçika'nın Liege kentinde bir anma töreni düzenlendi. Lüneburg’da yayımlanan Landeszeitung, Birinci Dünya Savaşı ile Gazze Şeridi'nde süren savaş arasında bir karşılaştırma yapıyor:

“Bir savaş olmayacak, çünkü İngiltere ve Almanya ekonomik açıdan birbirine son derece bağımlı. Bu, 1914 yılının yaz mevsiminde yaygın bir görüştü. Bugün de Amerikan-Çin arasındaki karşılıklı bağlar ya da Doğu Asya ülkeleri arasında patlayan ticaret hakkında benzer şeyler duymak mümkün. 1914’ün dersleri şöyle: Kâr imkânları, ne hatalı tahminlerde bulunmaya engel oluyor ne de çıkarların uyumlu hale gelmesini sağlıyor. Amerikan Marshall Planı ile dışarıdan baskı yapılmamış ve taraflar 1945'ten sonra bütünüyle bitkin düşmemiş olsaydı Avrupa bugün barışçıl bir yer olmazdı. Bu bir ölçü kabul edilecek olursa Ortadoğu’da yeterince kan dökülmedi. İsrail tank zoruyla barış içinde bir gündelik hayat oluşturmaya, Filistinlilerse etrafı bombalayarak onurlu bir yaşama ulaşmaya çalışıyor.”

Münster'de yayımlanan Westfälische Nachrichten gazetesinin aynı konudaki yorumu şöyle:

“Ortadoğu’da biraz ateşkes. Dün gazetelerden birinin manşeti böyleydi. Bir diğeriyse şunu duyuruyordu: Rus hava kuvvetlerinden Ukrayna sınırında büyük manevra. Bunların yanında Avrupalıların Birinci Dünya Savaşı'nın 100 yıl önce patlak verişi üzerine yaptığı anma törenleri gerçeğe uzak bir tiyatro oyunu gibi kalıyor. Balonlar, klaksonlar ve top atışlarıyla Liege'de çocuklar ve gazilerin yanı sıra devlet temsilcilerinin katıldığı zarif bir seremoni düzenlenirken, birkaç mil ötede Rusya sınırında bıçaklar bileniyor.”

Alman hükümeti Ukrayna krizindeki rolü nedeniyle Rusya'yla bir silah satış anlaşmasını iptal etti. Frankfurter Rundschau konuyla ilgili şu yorumu yapıyor:

“Almanya dünyanın lider silah ihracatçılarından biri konumuna geldi. Eskiden mevzubahis para ve istihdam alanlarıydı. Silahların nereye gittiği ise daha taliydi. Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel şimdi teslimatları şu sorulara bağımlı hale getirmek istiyor: Nereye ve ne için? Ekonomik bir konuyu böylece siyasi bir konuya dönüştürmüş oluyor. Ancak koalisyonun küçük ortağı Hrıstiyan Sosyal Birlik partisinin adındaki Hrıstiyan kelimesinin bir ahlakî anlamı olduğuna ikna etmek gerekiyor. Dönüşüm biraz refaha mal olacak. Ama dünyadaki savaşların da bize bir maliyeti var. Bu, Rusya'ya karşı ekonomik yaptırımlarda ve artan mülteci sayılarında görülüyor. Silah ihracatında kısıtlayıcı politika sadece ahlakî nedenler yüzünden gerekli değil. Ekonomik açıdan da rasyonel olan bu.”

Düsseldorf'ta yayımlanan Handelsblatt gazetesi Ortadoğu'daki savaşları masaya yatıran bir yoruma yer veriyor:

“Irak ve Libya'ya doğrudan müdahaleler her ne kadar dikatatörlerin devrilmesini beraberinde getirmiş olsa da arkalarında başarısız devletler bıraktı ve böylece kaosu daha da büyüttü. Arap Dünyası'nın kısmen sömürgecilik dönemlerinden kalan jeopolitik düzeni yenisinin nasıl olacağı belli olmadan çöktü. Suriye'deki iç savaş, patlak verdiği 2011 yılından bu yana 1500'den fazla kişinin ölümüyle en ölümcül haftalarından birini geride bıraktı. Sadece 48 saat içinde 700 kişi hayatını kaybetti. Libya; din, para ve iktidar için savaşan milis güçleri arasındaki şiddetin yarattığı kaosun içinde boğuluyor. Irak sadece haritalarda var. Kırılgan devlet yapısı Sünniler, Şiiler ve Kürtler arasındaki mücadeleler sonucunda uzun süredir parçalanmış durumda. Umulsun ki Yakın ve Ortadoğu bir zamanlar Avrupa'nın dengesini bulmak için geride bıraktığı gibi savaşlar ve şiddetle dolu bir 30 yıla ihtiyaç duymasın.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun